Haberiniz var mı? Ankara’da yeni bir
Sağlık Merkezi değil, Soygun Merkezi Açılıyor!
Ortak Basın Açıklaması
Haberiniz var mı?
Ankara’da yeni bir Sağlık Merkezi değil,
Soygun Merkezi Açılıyor!
Haberiniz olmayabilir ya da kimbilir belki de siz “şehir
hastanesi açılacak” diye duymuş olabilirsiniz. Burası
Ankara içindeki 14 devlet hastanesinin parça parça
taşınacağı, Bilkent Şehir Hastanesi adıyla açılacak ama
bir devlet hastanesi değil, bir Holdinge bağlı; CCN
Holding’e bağlı bir soygun merkezi.
Evet.! Burası açılırsa tam bir soygun merkezi olacak;
öyle ki hepimizin ekmeğine, yediğine içtiğine, bizi
geçtik, çocuklarımızın sağlıkları başta olmak üzere,
geleceğine kast eden, borç yükü altına sokan, günde
yaklaşık 1.5 milyon TL kira ödeyeceğimiz bir soygun
merkezi.!
Nasıl?
Özetle söyleyelim,
Bu hükümet, yıllardır izlediği, dış borç ile finanse
edilen, üretken olmayan sabit sermaye yatırımları ile
tüketim ve savurganlık ağırlıklı, özelleştirmeci ekonomi
politikalarının da bir sonucu olarak, zaten büyük ölçüde
dışa bağımlı olan ülkemizi, hemen her alanda daha da
dışa bağımlı hale getirdi. Üretim olmayınca kartopu gibi
büyüyen dış borç, tefeci faiz oranlarına ulaşan borçla
dahi dönemez hale geldi. Böylece Türk parasının nerede
ise hiçbir değeri kalmadı. Laf ile peynir gemisini
yürütmeye çalışan Recep Tayyip Erdoğan sürekli açıklama
yaparak ‘Türkiye’de Türk Lirası geçer!’ diye haykırıyor.
Bununla da kalmıyor, Türk Lirası dışında yapılmış bütün
anlaşmaları Türk Lirasına çevirmeye zorluyor… Zorluyor
ama kendisinin başında olduğu Hükümet tam tersini
yapıyor!
Bir iki aya kadar açılması planlanan Ankara Bilkent’teki
Şehir Hastanesi için (siz Soygun Merkezi diye
okuyabilirsiniz) devlet bizim cebimizden hem de bu zor
dönemde dolar üzerinden kira ödemeye hazırlanıyor!
Miktar ne? …Yılda kaç dolar?
A-çık-lan-mıyor! 25 yıl boyunca biz ödeyeceğiz ama ne
ödeyeceğiz, kaça anlaşma yapılmış söylenmiyor.
Tahminlere göre yılda 80 milyon dolar. Bu parayı bu zor
dönemde bu halk verğileri ile ödeyecek ama ne ödediğini,
anlaşmasını öğrenemeyecek.
Söylemekte yarar var, Bilkent Şehir Hastanesi’nin
açılmasıyla Ankara’da bulunan 6 köklü kimi konusunda
uzman Onkoloji, Yüksek İhtisas gibi devlet hastanesi
kapatılacak. Mevcut hastanelerin eksikleri olabilir ama
onlarca yıldır çok önemli hizmetler verdikleri ortada.
Bunların eksikliklerinin tamamlanması, gerekiyorsa
depreme uygun hale getirilmesi, daha modern ve çağdaş
sistemlerle donatılması, daha yaygın, kamusal,
ulaşılabilir, ücretsiz sağlık hizmeti için girişimlerde
bulunmak var iken, parça parça kapatılarak, zamanla yok
edilmesi, yerine merkezi, AVM benzeri, devasa, bizleri
hasta değil, müşteri olarak görecek olan, hasta
garantisi verilen merkezler inşaa etmek anlaşılır gibi
değil. Özetle tasarruf derken tam bir israf örneği
olacak bir uygulama.
Hemen hergün temel-zorunlu ihtiyaç-tüketim kalemlerinin
(et-süt başta olmak üzere bütün gıda ürünleri, elektrik,
su, doğalgaz, ulaşım vb) zamlandığı, işsizliğin arttığı
ama ücretlerin yerinde saydığı, hayat pahalılığına
yetişilemeyen bir ortamda Hükümet, Ankara’nın göbeğinde
dolar üzerinden garantili kira anlaşması yaptığı bir
merkez açacak. Bunun adı sağlık merkezi değil, olsa olsa
soygun merkezi olur.
Çok üzücü ki bunun yanında 1 yıl önce daha küçük bir
soygun merkezi açıldı, adı da Sağlık Bakanlığı!
Sağlık Bakanlığı Sıhhiye’deki tarihi kendi binasını
bıraktı ve dolar anlaşmalı (yıllık 5 milyon dolar)
kiraya çıktı. İnsan utanır desek yeridir ama
utanmıyorlar.
Biliyoruz ki yaşadığımız bu kriz ortamından en çok
çocuklarımız olumsuz etkilenecek. Kriz “geçse de” alım
gücündeki erimeden dolayı çocuklarımızın kötü, yetersiz
beslenmeden kaynaklı sağlıklarında oluşan kalıcı
hasarlar geçmeyecek, hastalanıp, zayıf düşüp ölmeseler
de ömürlerinde eksilmeler kaçınılmaz olacak.
Bu soygun merkezleri açılmasa, bu kiralar ödenmese, bu
paralar çocuklarımıza harcansa…
Örneğin yıllık 80 milyon dolarla
Ankara’ya en az 400 tane Aile Sağlığı Merkezi / Sağlık
Ocağı yapabilir,
Ankara’lıların hastane muayene katılım payı ödemeleri
kaldırılabilir,
Ankara’nın okula giden 15 yaş altı bütün çocuklarına bir
yıl boyunca günde yarım litre ücretsiz süt, daha iyisi
doğru bir planlamayla sabah kahvaltı verilebilir.
Bu paranın insanımızın sağlığı için nereye
harcanabileceği örneklerini arttırabiliriz, yeter ki
istensin. Hükümetin çocuklarımızdan esirgeyerek bizim
cebimizden alıp yerli ve milli CCN (Construction
Concession Nexus) Holdinge vereceği paraları halkın
yararına kullanmak elbette mümkün. Ama bunun için önce
bu soygunu durduracak bir vicdan, yürek, akıl, kısacası
irade lazım.
Bu soygun merkezleri açılmasa, bu kiralar ödenmese, bu
paralar yaygın, ücretsiz, ulaşılabilir ve kamusal sağlık
hizmetlerine ve / veya çocuklarımıza harcansa..
Buna bu ülkede kimin sözü geçer, kimin gücü yeter?
Bütün siyasi partilere, sendikalara, meslek örgütlerine,
derneklere, tek tek kişilere çağrımızdır:
Gelin varlıklarımıza sahip çıkalım, hep birlikte tutum
alalım, ortak davranalım:
Bu kriz döneminde bu soygunu durduralım, durdurun!
Bu, sağlık merkezinden çok AVM benzeri soygun merkezinin
açılması için Ankara’nın 6 önemli, kimi konusunda uzman
devlet hastanesinin parça parça taşınarak kapatılmasına
gelin izin vermeyelim, yanıbaşımızdaki devlet
hastanelerine sahip çıkalım…
Her şeyin başı sağlık olsun.! Soygun değil.!
Hastanelerimiz kapatılmasın!
Hastanelerimi Kapatma Platformu
BASIN AÇIKLAMASININ
İNTERNETTEKİ YANSIMALARI
https://ato.org.tr/announcement/show/386
|