Hastanelerimizi Kapatmayın, Koruyun,
Geliştirin
Ankara Tabip Odası bugün
Ankara İdare Mahkemesi'nde Bilkent Şehir Hastanesi
açıldığında kapatılacağı belirtilen hastanelerin
kapatılmaması için hukuki süreç başlattı. Uzun süredir
sürdürdüğümüz mücadeleye hukuki mücadeleyi de ekledi.
Süreci özetleyelim.
Ankara'da yapımı süren iki şehir hastanesi var. Bilkent
ve Etlik Şehir Hastaneleri.
Şehir Hastaneleri konusunda çok çalışma yaptık, yazdık,
söyledik. Çekincelerimizi, sağlık hizmetlerine, kentin
yapısına, kamu maliyesine vereceği zararları anlattık.
Yurt dışı örneklerini inceledik, yaşanan sorunları
belirledik, TBMM'de anlattık, siyasi partilere anlattık,
kamu otoritelerine anlattık. Geldiğimiz noktada Sağlık
Bakanlığı'nın resmi açıklamalarına göre Bilkent Şehir
Hastanesi 2018, Etlik Şehir Hastanesi 2019 yılında
açılacak.
Bu süreçlerde en çok sıkıntı yaşadığımız konulardan biri
şeffaf davranılmaması. 2017 yılında şehir hastanesi
açılan illerden gördüğümüz, daha önceden de
vurguladığımız gibi şehir hastaneleri açılırken o ilde
bulunan mevcut devlet hastaneleri kapatılıyor. Ankara'da
önümüzdeki aylarda açılacak olan Bilkent Şehir Hastanesi
için kapatılacak hastanelerin hangileri olduğunu ancak
Sağlık Bakanlığı'nın web sayfasına konan bir haberle
öğrenebildik.
Kapatılacağı açıklanan hastaneler hakkında söylenecek
çok şey var, ancak açıklamamız kapsamında birkaç
hatırlatma yapalım. Bilindiği gibi bu hastaneler
kuruluşları itibariyle birer kamu hastanesi, diğer bir
ifadeyle devlet hastanesidir. Kamu hastanesi demek bu
ülkeye ait, bu ülkenin ortak malı ve yurttaşların
yararını önceleyen kurumlar demektir. Buralar
kuruluşlarını takiben vergilerle finanse edilen,
ücretsiz hizmetin öncelendiği, çalışanlarının da birer
kamu çalışanı olduğu şifa merkezleriydi. Yıllar
içersinde bu özelliklerini hükümetler yıkmak için çok
uğraşsa da direndiler, dayandılar. Şimdi ise şifa
merkezi değil alışveriş merkezi kılıklı, özel kişi veya
holdinglere peşkeş çekilen bir "anlayışla" buralar terk
edilecek, çalışanları giderek kamu çalışanı olmaktan
çıkarılacak. Oysa bu kurumlar kimi eksiklikleri de olsa
Cumhuriyet'in halkçı anlayışının birer örneği olan
kuruluşlar. Örneğin Ankara Numune Hastanesi. Ankara'nın
en eski ve başlı başına simge hastanesi. Cumhuriyet
dönemindeki sağlık atılımlarının sembollerinden biri.
Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi. Sadece Ankara değil,
tüm Türkiye'den hastalarımızın belli ihtisas alanlarında
üst düzey sağlık hizmeti aldığı çok köklü bir hastane.
Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı ve Çocuk Eğitim ve
Araştırma Hastanesi. Nam-ı diğer Büyük Doğumevi, Cebeci
Doğumevi. Türkiye'de kadın sağlığı alanında kendini
ispat etmiş en önemli hastanelerimizden, başlı başına
bir değer, Ankaralılar'ın çoğu burada doğuyor, kadınlar
şifa buluyor. Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi.
Daha açılalı 13 yıl oldu, verdiği üst düzey sağlık
hizmeti ile kendini ispat etti. Üstelik zaten şehir
hastanesinin yapıldığı yerde bulunan bu modern hastane
yerle bir edilecek. Ankara (Altındağ) Fizik Tedavi ve
Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi.
Türkiye'nin dört bir yanından gelen, çoğu hastanenin
kabul etmeye çekindiği en zor durumdaki rehabilitasyon
hastaları burada sağlık hizmeti aldı, almaya devam
ediyor. Ankara (Dışkapı) Çocuk Sağlığı Hematoloji ve
Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Çocuk sağlığı
alanında başlı başına bir sembol. En zorlu hastalıklarla
mücadele eden çocuklarımıza şifa dağıtan bir merkez.
Saydığımız hastanelerin tümü üst düzey, üçüncü basamak
sağlık hizmeti veriyor. Hepsi eğitim ve araştırma
hastanesi, geleceğin doktorlarını yetiştirdi, buralardan
eğitim alan pek çok hekim değişik üniversitelerde hoca
oldu, bilim üretti, öğrenci yetiştirdi, yetiştirmeye de
devam ediyor.
Bu hastanelerin her biri bu ülkenin paha biçilmez
değeri. Bunların kapatılmasına yürek dayanmaz, vicdan
kabul etmez. Halkın sağlık hakkına ağır bir darbe olduğu
ise şüphe götürmez.
Bu hastanelerde bilgilendirme toplantısı yapılmadı,
hekimler dahil planlamaların ne olduğunu, sağlık
çalışanlarının nasıl çalışmasının planlandığını
bilmiyoruz. Ankara Tabip Odası olarak yapmış olduğumuz
ve daha önce basınla paylaştığımız bir anket çalışması
ile hekimlerin Şehir Hastaneleri konusunda ne denli az
bilgiye sahip olduğunu, ne kadar kaygılı olduğunu
göstermiş olduk.
Diğer yandan Bilkent şehir hastanesine kolay erişimin
mümkün olamayacağını bilimsel çalışmalarla ortaya
koyduk. Hastaneye sorunsuz erişim için 13 şeritli yol
yapmak gerekiyor! Hastaneye yol yapılacağı gerekçesiyle
geçtiğimiz eylül ayında ODTÜ'de büyük bir orman katliamı
yapıldığını biliyorsunuz. Bilkent'te hastanenin
yapıldığı bölgeye taşınan Sağlık Bakanlığı Merkez
Teşkilatı çalışanları şu anda bile, hastane açılmadığı
durumda bile, bu bölgeye erişemediklerini, sabahları 1,5
saatlerinin yolda geçtiğini ifade ediyorlar.
İnşaatı yapan şirket günde 100 000 kişinin hastaneye
giriş çıkış yapmasının beklendiğini ifade ediyor. Bu
koşullarda hastalarımızın ve sağlık çalışanlarının
yaşamları alt üst olmadan buraya ulaşmaları, konforlu
sağlık hizmeti almaları ve vermeleri olanaklı değil.
Ankara'nın neredeyse her yerinden bir otobüs ya da
dolmuşla ulaşılabilen yerlerdeki köklü hastanelerimizin
kapatılması, hastalarımızın AVM benzeri yeni dev
kampüslere gitmeye zorlanmaları kabul edilemez. Burada
bir kamu yararı olmadığı çok açıktır.
Ankara Tabip Odası halkın sağlığını ve hekimlerin,
sağlık çalışanlarının haklarını korumakla görevli kamu
kurumu niteliğinde meslek örgütü olma sorumluluğuyla
bugün Ankara İdare Mahkemesi'nde sayılan altı hastanenin
kapatılması kararına karşı yürütmeyi durdurma talebini
de içeren bir dava açmıştır.
Ankaralılar, Ankara'daki emek ve meslek örgütleri,
siyasi partiler, dernekler, örgütlü halk kesimleri
sağlık hakları adına mevcut hastanelerin kapatılmaması
için bir araya gelmiş ve "Hastanelerimizi Kapatmayın"
Platformu kurmuşlardır. Halkı bilgilendirme
çalışmalarının yanında yetkilileri göreve çağıran,
hastanelerine sahip çıkan imza kampanyası
yürütmektedirler.
Burada önemli bir veriyi paylaşmak yerinde olacaktır.
Mersin Şehir Hastanesi bir yılını doldurdu. Mersin Şehir
Hastanesi için Kent merkezindeki Mersin Devlet Hastanesi
ile Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi kapatıldı. Birinci
yılda Mersin Tabip Odası Mersinlilere "şehir hastanesi
yapılmadan önce size sorulsaydı kararınız ne olurdu?"
sorusunu yöneltti, yurttaşların %80,9'u kapatılan iki
devlet hastanesinin kapatılmamasını, ilave devlet
hastaneleri yapılmasını tercih edeceklerini belirttiler.
Yine çarpıcı bir veri: Henüz şehir hastanesine gitmeyen
Mersinliler "ihtiyaç duymaları halinde hangi hastaneyi
tercih edecekleri" sorusunu yanıtlarken sadece %3,7
oranında şehir hastanesini tercih edeceklerini, çoğu
(%45,5) kent merkezinde kalan tek devlet hastanesi olan
Toros Devlet Hastanesi'ni tercih edeceklerini bildirdi.
Gerçekler ortada! Geç olmadan yargıyı ve yetkilileri
göreve çağırıyoruz. Mevcut çok değerli hastanelerimizi
kapatmayın, onları koruyup geliştirin, yeni açılacak
hastanelerle birlikte iş yüklerinin azalmasını ve daha
rahat sağlık hizmeti vermelerini sağlayın.
Yurttaşlarımızın aldığı sağlık hizmetini zorlaştırmayın,
kolaylaştırın.
Ankara Tabip Odası
BASIN AÇIKLAMAMIZIN
İNTERNETTEKİ YANSIMALARI
https://ato.org.tr/announcement/show/353
|