Temmuz 2015 ayından itibaren
çalışan memur ve işçiler ile emekli işçi ve memurların
maaşlarına yapılan zamlar, çalışanları ve emeklileri
gıda enflasyonu altında ezilmekten kurtaramadı!..
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, “çalışan ve emekli
olan memur ve işçilerin ücretlerine yapılan zamlarla
onları enflasyona ezdirmedik”, dedi. Oysa, son bir yılda
gıda enflasyonu çalışanları ve emeklileri ezdi, geçti!..
Temmuz 2014 sonu ile Temmuz 2015 sonu itibariyle son bir
yıllık dönemde çalışan tüm memur ve memur emeklileri ile
emekli öğretmen ve emekli işçilerin 50 temel gıda
maddesinde, çalışan asgari ücretli işçinin ise 31 temel
gıda maddelerinde satın alma güçleri düşmüş ve gıda
enflasyonu altında ezilmişlerdir.
Temmuz 2014-Temmuz 2015 sonu itibariyle gıda
fiyatlarındaki artış yüzdesine TÜİK verilerini dikkate
alarak şöyle örnek verebiliriz: mercimekte yüzde 43.83,
dana etinde yüzde 27.98, balıkta yüzde 21.65,
zeytinyağında yüzde 85.33, çayda yüzde 16.65, kuru
soğanda yüzde 19.90, yeşil soğanda yüzde 29.01, limonda
yüzde 33.07, üzümde yüzde 19.95, fındık içinde yüzde
81.60, yer fıstığında yüzde 56.12 artış olmuştur.
Temmuz 2014-Temmuz 2015 sonu itibariyle 12 aylık
ortalama gıda fiyatı artışı %14.59 olmuştur. Aynı
dönemde kamuda çalışan memurlar ile memur, öğretmen ve
işçi emeklilerinin maaşlarındaki artış oranı yüzde 8’i
bile bulmamıştır. Asgari ücretle çalışanların
maaşlarında ise yüzde 12.29 artış olmuştur.
TÜİK’in açlık ve yoksulluk rakamı ile TÜİK’in eşdeğer
hane halkı kullanılabilir gelir rakamlarını
karşılaştırdığımızda, tüketicilerin yüzde yetmişten
fazlasının yoksulluk sınırının altında, 14-15 milyon
dolayında tüketicinin ise açlık sınırının altında
yaşadığı anlaşılmıştır. Türk-İş’in dört kişilik bir aile
için 1328.92TL olan açlık sınırı ile 4328.73TL olan
yoksulluk sınırı rakamlarını dikkate alıp, TÜİK’in
eşdeğer hane halkı kullanılabilir gelir rakamları ile
karşılaştırdığımızda ise nüfusun yüzde doksandan
fazlasının yoksulluk sınırının altında, 54-55 milyon
tüketicinin ise açlık sınırının altında yaşadığı
anlaşılmaktadır.
Kısaca, özellikle nüfusun ezici çoğunluğu yeterli ve
dengeli beslenememektedir. Zaten, açlık ve yoksulluk
sınırının altında yaşayan tüketiciler en zorunlu ve
temel ihtiyaçları olan gıda harcamalarından keserek,
diğer zorunlu harcamaları olan kira, ulaşım, yakıt,
elektrik, su, çocukların eğitim giderlerini
karşılamaktadırlar.
Bugün, Türkiye tarım ve hayvancılığa uygun çok önemli
bir coğrafyada bulunmasına rağmen, uygulanan yanlış
tarım ve gıda politikaları nedeniyle, gıda fiyatlarının
en yüksek olduğu ülkeler arasına girmiştir. Ülkemizde
insan onuruna aykırı, halkın ezici çoğunluğunun yararına
olmayan belli bir azınlığın çıkarını gözeten tarım ve
gıda politikası uygulanmaktadır.
Yanlış tarım ve gıda politikaları tüketicileri açlığa
mahkûm etmiştir. Bu durum sürdürülebilir değildir.
Türkiye her geçen gün bu anlamda daha da kötüye
gitmektedir. Bir an önce, tarım ve gıdadaki bu yanlış
politikalar durdurulmalıdır. Yoksulluk ve açlık
sınırının altında yaşayanların durumu dikkate alınarak
tarım ve gıda politikaları doğru bir çizgiye
oturtulmalıdır.
Açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşayanların insan
onuruna uygun olarak satın alma güçlerini yükseltecek
şekilde gerekli tüm ekonomik ve sosyal önlemler
alınmalıdır.
Basınımıza ve halkımıza saygıyla duyurulur.
|