Yeni Tüketicinin Korunması Hakkında Yasa yapılırken, zayıf durumda olan
tüketicilerin temsilcisi durumundaki tüketici örgütlerinin öneri ve
istekleri dikkate alınmamış, tam tersine, bankaların ve firmaların
istekleri dikkate alınmıştır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki
Kanun 28.Mayıs.2014 günü bugün yürürlüğe girmiştir.
Yeni yasanın 4. Maddesinin 3.fıkrası ile tüketiciye sunulan ürün ve
hizmetlerde bankaların tüketiciden alacakları her türlü ücret komisyon ve
masraf yasal garanti altına alınmıştır. Böyle bir hüküm eski yasada mevcut
değildir. Toplumun zayıf ve sömürülen tarafını oluşturan tüketicilerin
yasasında böyle bir hüküm olması doğru değildir ve kabul edilemez. Çünkü
yasa tasarısının ilk halinde de belirtildiği gibi, tüketiciden alınacak
ücretler değil, alınmayacak bedellerin belirtilmesi gerekir.
Tüketicilerden alınması ya da alınmamasına ilişkin söz konusu ücret,
komisyon ve masrafların belirlenmesi yetkisi B.D.D.K’.ya verilmiştir.
B.D.D.K, bu güne kadar tüketicilerden yana değil bankalardan yana tavır
göstermiştir. Bu nedenle, yasa, 4.Maddenin 3. fıkrası ile tüketicilerin
değil bankaların yasası niteliğini taşımaktadır.
Yeni yasanın ayıplı mallarda” Tüketicinin seçimlilik hakları” başlıklı 11.
maddenin c fıkrasında “aşırı bir masraf gerektirmediği taktirde” tüketici
ayıplı bir malın tamirini isteyebilir. 11. Maddenin ç fıkrasında ise
,“imkan varsa” tüketici ayıplı bir malın yenisini isteyebilir. Ayıplı
mallarda, yukarıda da belirtildiği gibi malın tamiri ya da yenisinin
istenmesi eski yasada hiçbir koşula bağlı değildi. Yeni yasa ayıplı
mallarda bu iki yönü ile eski yasadan ve borçlar yasasında geriye
düşmüştür.
Yeni yasanın ayıplı hizmetlerde, “Tüketicinin seçimlilik hakları” başlıklı
15. Maddesinin 2 fıkrasında, “Ücretsiz onarım veya hizmetin yeniden
görülmesinin sağlayıcı (hizmet veren) için orantısız güçlükleri
beraberinde getirecek olması halinde tüketici bu hakları kullanamaz”
denilerek yeni yasa, eski yasa ve borçlar yasasından geriye düşmüştür.
Yasanın 11. ve 15. Maddelerindeki bu hükümler tüketicilerin değil
firmaların lehinedir. Dolayısı ile bu iki madde tüketiciler için devrim
değil karşı devrim niteliğindedir. Yeni yasa, 11. Maddenin c, ç fıkraları
ve 15. Maddenin 2.fıkrası ile tüketicilerin değil, firmaların yasası
niteliğindedir.
Yeni Tüketici Yasanında tüketiciler lehine olan hükümler şunlardır;
1. Yasanın “Tanımlar” başlıklı 3. Maddesi ile eser, taşıma, simsarlık,
sigorta, vekalet sözleşmeleri yasa kapsamına alınmıştır.
2.
a) Yasanın 17. Maddesi ile taksitli satışlarda tüketicilere 7 gün
içerisinde cayma hakkı getirilmiştir.
b) Yasanın 43. Maddesi ile ön ödemeli konut satışlarında 14 günlük süre
içerisinde cayma hakkı getirilmiştir.
c) Yasanın 47. Maddesi ile işyeri dışında kurulan sözleşmelerde 14 günlük
süresi içerisinde cayma hakkı getirilmiştir.
d) Yasanın 48.Maddesi ile mesafeli sözleşmelerde cayma hakkı 7 günden 14
güne çıkartılmıştır.
e) Yasanın 49 Maddesi ile finansal hizmetler ilişkin mesafeli
sözleşmelerde cayma hakkı 7 günden 14 güne çıkartılmıştır.
f) Yasanın 50 maddesi ile devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti
sözleşmelerinde tüketicinin cayma hakkı 7 günden 14 güne çıkartılmıştır.
Yani kısaca yeni Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasada, özellikle, cayma
hakkı ve yasa kapsamına alınan yeni sözleşmelerde tüketici lehine bir
düzenleme mevcuttur. Ancak, bankaların alacağı ücret, komisyon ve
masrafların yasal garanti altına alınması ve yetkinin BDDK ya verilmesi
ile birlikte ayıplı mal ve hizmetlerde tüketici haklarının tüketiciler
aleyhine muğlak ifadelerle eski Tüketicinin Korunması Hakkında Kanundan ve
Borçlar Kanunundan geriye düşürülmesi yeni Tüketicinin Korunması Hakkında
Kanuna damgasını vurmuştur. Yeni yasa bu haliyle devrim değil karşı devrim
niteliğindedir ve tüketiciler aleyhine birçok soruna neden olacaktır.
Turhan ÇAKAR
Genel Başkanı |