Bugün, 15 Mart, tüm dünyada Tüketici Hakları Günü olarak çeşitli
etkinliklerle tüketicilerin yaşadığı sorunlar gündeme taşınmaktadır.
Ülkemizde bugün, tüketiciler, ağır bir şekilde, tüketici sorunları
yumağında çırpınmaktadır.
Türkiye’de, 894 ilçe, 81 il olmak üzere 975 yerde bulunan tüketici
sorunları hakem heyetine ve tüketici örgütlerine yapılan yüzbinlerce
tüketici şikayeti içerisinde bankaların soygun ve vurgun ücretlerine
ilişkin yapılan şikayet %60-70’ler oranındadır. Bu oran 2013 yılında daha
da artmıştır. Gene, tüketici sorunları hakem heyetleri ile tüketici
örgütlerine yapılan şikayetlerin ikinci sırasında telekomünikasyon
alanındaki vurgun ve soygun ücretleri gelmektedir.
Yanlış ve dışa bağımlı enerji politikaları ile enerjideki özelleştirmeler
nedeniyle, bugün ülkemizde tüketiciler olarak benzini, elektriği ve
doğalgazı çok pahalıya tüketmeye mahkum edildik.
Yüksek dolaylı vergiler, yani tüketici vergisi, mal ve hizmetlerin
pahalanmasına yol açarak tüketicilerin satın alma güçlerinin düşmesine ve
yoksullaşmasına neden olmaktadır. Ülkemizde tüketicilerin satın alma
güçlerini dikkate aldığınızda, benzin, elektrik, doğalgaz, su, ulaşım ve
telekomünikasyon gibi temel mal ve hizmetlerin en pahalı olduğu ülkeler
arasındayız. Kısaca, ülkemizde tüketicilerin %80’i yoksulluk ve pahalılığa
mahkum edilmiştir.
Tüketicilerin en temel haklarından olan sağlık ve eğitimin ülkemizde
paralı olması, yoksul halk çocuklarının bu en temel kamusal hizmetlere
ulaşmasına büyük bir darbe vurmaktadır.
Ülkemizde üretilen ve ithal edilerek pazarlanan gıda maddeleri ile
musluktan akan şehir şebeke suyu ve ambalajlı sulardaki kirlilik ve
sağlıksızlık tüketiciler olarak yaşadığımız sorunların başında
gelmektedir.
Mevcut sanayileşme, endüstriyel tarım, çarpık ve hızlı kentleşme, hızlı
betonlaşma ve yanlış ulaşım politikaları nedeniyle, toprak, su,
biyoçeşitlilik, hava her geçen gün daha çok kirlenmektedir. Bununla
birlikte, birinci sınıf tarım topraklarımız, biyolojik çeşitliliğimiz ve
ormanlarımız hızla azalmaktadır. Buna paralel olarak temiz su miktarı da
hızla azalmaktadır. Derelerimiz, birilerinin HES aşkıyla yok edilmektedir.
Kentlerimiz hızla yaşanmaz hale gelmektedir. Kısaca, tüketicilerin
evrensel haklarından olan sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı ayaklar altına
alınmakta ve tüm yaşam kaynaklarımız belli bir azınlığın çıkarı uğruna
büyük bir tahribata uğratılmakta, yok edilmektedir.
Ulaşım sektöründeki tekellerin her tüketiciye bir otomobil satma ve
karayoluna dayalı ulaşım politikası nedeniyle, yollarımız kan gölü haline
gelmiş, ulaşımda tüketici güvenliği kalmamıştır.
Ülkemizde, tüketici haklarına baştan sona aykırı olarak yaşanan tüm bu
sorunlar, kamu yararı ve hukuk devleti anlayışının nasıl terk edildiğini,
halka değil, uluslararası tekeller ile onların Türkiye’deki uzantılarına
hizmet etme anlayışı ve politikasının ön plana alındığını göstermektedir.
Biz, tüketiciler olarak, haklarımıza saygı istiyoruz. Ülkemizde üretilen
ve tüketicilere pazarlanan tüm mal ve hizmetler ile üretim ve tüketim
politikaları ve uygulamalarının tüketici haklarına, hukuka ve kamu
yararına uygun olmasını istiyoruz.
Tüm mal ve hizmetlerin üretimi, dağıtımı ve tüketimi süreçlerinde tüketici
haklarına uygunluğunun en kısa zamanda, hemen şimdi gerçekleşmesi için
hükümeti ve kamu kuruluşlarını göreve çağırıyoruz.
Basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Turhan ÇAKAR
Genel Başkan |