Bir önceki sayfaya geri dönmek için buraya tıklayın! Sayfayı yazdırmak için tıklayın!
 
 

28.12.2012

BASIN AÇIKLAMASI
BASINA VE KAMUOYUNA

 

Tüketicinin 2013'e Devreden Sorunları

TÜKETİCİNİN 2013’E DEVREDEN SORUNLARI

TÜKETİCİLERİN 10 (ON) TEMEL TÜKETİCİ SORUNU 2013 DEVRETTİ.

BANKALARIN HAKSIZ UYGULAMALARI, YÜKSEK DOLAYLI VERGİLER, DÜŞÜK SATIN ALMA GÜCÜ, GDO’LU ÜRÜN İTHALATI, SAĞLIKSIZ GIDALAR, BAZ İSTASYONLARI, AYIPLI MAL VE HİZMETLER, SAĞLIKSIZ İÇME SUYU, TRAFİK KAZALARI, SAYAÇ SORUNU 2013 YILINDA DA YAŞANACAK!..

BU SORUNLARIN 2013 VE DAHA SONRAKİ YILLARDA YAŞANMAMASI İÇİN GEREKLİ TÜM ÖNLEMLER ALINMALIDIR.
 

Derneğimize ve tüketici sorunları hakem heyetlerine yapılan şikayetler ile Derneğimizin yaptığı araştırma ve incelemelerde tüketicilerin 2012 yılında yaşayıp karşılaştığı, 2013 yılına devreden en temel ve öncelikli sorunları şu 10 (on) temel başlık altında toplanmıştır:

1- Haksız bankacılık uygulamaları, 2- Yüksek dolaylı vergiler ve gelir dağılımındaki adaletsizlik, 3- Yüksek enerji fiyatları, düşük satın alma gücü ve temel mal ve hizmetlere erişimdeki yetersizlikler, 4- GDO’lu ürün ithalatı ve tüketimi, 5- Güvensiz ve sağlıksız gıdaların üretimi, pazarlanması ve tüketimi, 6- Ayıplı mal ve hizmetler, 7- Sağlıksız içme suyu, 8- Baz istasyonları ve elektro manyetik kirlilik, 9- Trafik kazaları, 10- Elektrik, doğalgaz ve su sayaçlarında yaşanan tüketici mağduriyetleri

Gerek Derneğimize, gerekse tüketici sorunları hakem heyetlerine yapılan şikayetlerde bankaların haksız uygulamaları ilk sırayı almaktadır. Özellikle de tüketicilerin kullandıkları tüketici ve konut kredileri nedeniyle, bankalar dosya masrafı, yeniden yapılandırma masrafı ve yıllık kart ücretlerini Yargıtay Kararlarına aykırı olarak tüketicilerden haksız yere almaya devam etmektedirler.

Vergi gelirleri içerisinde 2012 yılında en yüksek payı olan dolaylı vergiler 2013 yılı için daha da arttırılmıştır. Dünyada en haksız vergi olarak adlandırılan dolaylı vergi kapsamındaki KDV, ÖTV, ÖİV ve damga vergisi gibi dolaylı vergilerde 2013 yılı için dünya şampiyonluğumuzu şimdiden ilan etmiş olmakla birlikte, adaletsiz gelir dağılımında da dünyada ilk sıralarda yer almanın gururunu da taşımaktayız!..

TÜİK’in istatistiklerini dikkate alarak yaptığımız araştırmalara göre, 15 milyon dolayında kişi açlık, 45 milyon dolayında kişi ise yoksulluk sınırında yaşamaktadır. Bu anlamda, 60 milyon dolayındaki tüketici en temel gereksinimleri olan gıdaya yeterince erişememekte ve beslenememektedir. Bununla birlikte, bu kişiler haneye giren gelirin olması gerekenden fazlasını yüksek enerji fiyatları ve düşük satın alma gücü nedeniyle elektrik ve doğalgaz ile su ve ulaşım gibi en temel gereksinimlerine ödemek zorunda kalmaktadırlar. Ya da bu temel gereksinimlerine erişebilmek için çok zorlanmaktadırlar.

Kabul edilen Biyogüvenlik Yasası ile GDO’lu ürünler izin alınarak ya da alınmayarak ülkemize ithal edilmektedir. Bu ürünler hem hayvan yemi olarak hem de yüzlerce gıda maddesinde girdi olarak kullanılmakta ve tüketici sağlığı risk ve tehlikeye atılmaktadır. GDO’lu ürün ithalatı ve tüketimi aynı zamanda gıda egemenliğimiz ve tarımımız için çok büyük bir tehlike oluşturmaktadır.

Güvensiz ve sağlıksız gıda üretimi, pazarlanması ve tüketimi yaygınlaşmakta, bu durum çocuklar ve gençler başta olmak üzere tüm tüketicilerde çeşitli hastalıklara neden olmaktadır.

Derneğimize ve tüketici sorunları hakem heyetlerine yapılan ayıplı mal ve hizmet şikayetlerinde bankacılık hizmetlerinden sonra cep telefonlarıyla birlikte, telekomünikasyon ve bilişim hizmetleri, ayakkabı, elektrikli-elektronik cihazlar ve giysi şikayetleri en çok yapılan şikayetlerdir.

Damacana ile plastik şişe ve kaplarda satılan sular ile şehir şebeke suyundaki sağlık riski devam etmektedir.

Baz istasyonları, gerçek bilim insanlarının araştırma sonuçlarıyla Yargıtay Kararlarına aykırı olarak gelişigüzel ve çeşitli şekillerde gizlenerek BTK’nın da desteği ile yerleşim yerlerine kurulmaya devam etmektedir.

Trafik kazaları giderek artmaktadır. Bu kazalar sonucunda her yıl binlerce ölen insanın yanında, yüz bini aşan sayıda insan yaralanmakta ve yaralı insan sayısı her yıl daha da artış göstermektedir.

Elektrik kullanımında mevcut mekanik sayaçlar elektronik sayaçlarla değiştirilerek, su ve doğalgaz kullanımında ise ön ödemeli kartlı sayaçlar zorunlu tutularak tüketiciler mağdur edilmektedir. Bu konuda EPDK, kamu yararına ve tüketici haklarına aykırı olarak elektrik ve doğalgaz sayaç uygulamasında tüketicilerin mağduriyetine neden olan kararları almaya ve yasal düzenleme yapmaya devam etmektedir.

Tüketici Hakları Derneği olarak çözüm önerilerimiz şunlardır: Bankaların aldığı dosya masrafı, yeniden yapılandırma ücreti, yıllık kart ücreti, hesap işletim ücreti, havale ücreti, herhangi bir belge ücreti, KKDF ve BSMV ile diğer benzeri haksız ücretlerin alınmaması için Tüketicinin Korunması Hakkında Yasa Değişikliğine hüküm konulmalıdır.

Özellikle, elektrik, doğalgaz ve diğer yakıtlar ile su ve gıdadan alınan KDV gibi yüksek dolaylı vergiler %1’e indirilmelidir. Başlangıçta geçici olarak deprem vergisi diye alınmaya başlanan ve daha sonra kalıcı hale getirilen özel iletişim vergisi (ÖİV) kaldırılmalıdır.

Yüksek elektrik ve doğalgaz fiyatlarından kurtulmak için dışa bağımlı enerji politikaları bir an önce terk edilerek yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımıza dayalı enerji politikalarına hızla ve etkin bir şekilde dönüş yapılmalıdır. Bununla birlikte, elektrikten alınan KK, sayaç okuma bedeli, enerji fonu gibi haksız bedeller ile sudan alınan atıksu bedeli, ÇTV, katı atık bedeli ve şube yolu gibi haksız bedeller kaldırılmalıdır. Dünyada giderek yaygınlaştığı gibi “enerji ve su haktır”, “enerji ve su yoksulluğu” anlayışından hareketle, enerji ve su yoksulu olan hanelere 12m3’e kadar su ve 150kwh’a kadar elektriğin ücretsiz verilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

Çok kazanan, ancak vergi kaçıran kayıt içi – kayıt dışı çalışan firma ve şirketlerin üzerinde denetimi yoğunlaştırarak vergi kaçağı önlenmelidir.

Gerek dolaylı vergilerin düşürülmesi, gerekse işsizliğin önlenmesi ve çalışan emekçiler ile emeklilerin ücretleri arttırılarak dar gelirli yoksul tüketicilerin satın alma güçleri arttırılmalıdır.

Biyogüvenlik Yasası değiştirilerek, GDO’lu gıdaların ve ürünlerin ithalatı ve tüketimi tamamen yasaklanmalıdır.

Yasal düzenlemeler ve denetimlerin arttırılması ve etkinleştirilmesiyle güvensiz ve sağlıksız gıda üretimi, pazarlanması ve tüketimi engellenmeli, ekolojik ve organik gıda üretiminin arttırılması için gerekli tüm önlemler alınmalıdır.

Ayıplı mal ve hizmetlerin üretiminin ve pazarlanmasının engellenmesi için Tüketicinin Korunması Hakkında Yasa Değişiklik Tasarısına gerekli olan hükümlerle birlikte tüketici örgütlerinin maddi olarak desteklenmesi hükmü de somut bir şekilde konulmalıdır.

Damacana ve plastik kaplarda satılan su yerine tüketicilerin musluk suyunu güvenli bir şekilde hiç çekinmeden içebilmesi için gerekli idari ve teknik önlemler alınmalıdır.

Gerekli yasal düzenleme yapılarak baz istasyonlarının yerleşim yerleri dışına kurulması sağlanmalı ve bu konudaki yargı kararlarına BTK tarafından saygı gösterilip gereği yerine getirilmelidir.

Trafik kazalarının önlenmesi için Büyükşehirler başta olmak üzere tüm kentlerimizde ve ülkemizde toplu taşımacılığa ve demiryollarına ağırlık ve önem verilmelidir.

Elektrikteki mevcut mekanik sayaçların elektronik sayaçla değiştirilmesi ile doğal gaz ve su için ön ödemeli kartlı sayaç uygulamasından vazgeçilmelidir. Elektrik, doğalgaz ve su sayaçları ilgili kuruluşlar tarafından tüketicilere ücretsiz verilmelidir.

Basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Turhan ÇAKAR
Genel Başkan