Derneğimize ve tüketici sorunları hakem heyetlerine yapılan şikayetler ile
Derneğimizin yaptığı araştırma ve incelemelerde tüketicilerin 2012 yılında
yaşayıp karşılaştığı, 2013 yılına devreden en temel ve öncelikli sorunları
şu 10 (on) temel başlık altında toplanmıştır:
1- Haksız bankacılık uygulamaları, 2- Yüksek dolaylı vergiler ve gelir
dağılımındaki adaletsizlik, 3- Yüksek enerji fiyatları, düşük satın alma
gücü ve temel mal ve hizmetlere erişimdeki yetersizlikler, 4- GDO’lu ürün
ithalatı ve tüketimi, 5- Güvensiz ve sağlıksız gıdaların üretimi,
pazarlanması ve tüketimi, 6- Ayıplı mal ve hizmetler, 7- Sağlıksız içme
suyu, 8- Baz istasyonları ve elektro manyetik kirlilik, 9- Trafik
kazaları, 10- Elektrik, doğalgaz ve su sayaçlarında yaşanan tüketici
mağduriyetleri
Gerek Derneğimize, gerekse tüketici sorunları hakem heyetlerine yapılan
şikayetlerde bankaların haksız uygulamaları ilk sırayı almaktadır.
Özellikle de tüketicilerin kullandıkları tüketici ve konut kredileri
nedeniyle, bankalar dosya masrafı, yeniden yapılandırma masrafı ve yıllık
kart ücretlerini Yargıtay Kararlarına aykırı olarak tüketicilerden haksız
yere almaya devam etmektedirler.
Vergi gelirleri içerisinde 2012 yılında en yüksek payı olan dolaylı
vergiler 2013 yılı için daha da arttırılmıştır. Dünyada en haksız vergi
olarak adlandırılan dolaylı vergi kapsamındaki KDV, ÖTV, ÖİV ve damga
vergisi gibi dolaylı vergilerde 2013 yılı için dünya şampiyonluğumuzu
şimdiden ilan etmiş olmakla birlikte, adaletsiz gelir dağılımında da
dünyada ilk sıralarda yer almanın gururunu da taşımaktayız!..
TÜİK’in istatistiklerini dikkate alarak yaptığımız araştırmalara göre, 15
milyon dolayında kişi açlık, 45 milyon dolayında kişi ise yoksulluk
sınırında yaşamaktadır. Bu anlamda, 60 milyon dolayındaki tüketici en
temel gereksinimleri olan gıdaya yeterince erişememekte ve
beslenememektedir. Bununla birlikte, bu kişiler haneye giren gelirin
olması gerekenden fazlasını yüksek enerji fiyatları ve düşük satın alma
gücü nedeniyle elektrik ve doğalgaz ile su ve ulaşım gibi en temel
gereksinimlerine ödemek zorunda kalmaktadırlar. Ya da bu temel
gereksinimlerine erişebilmek için çok zorlanmaktadırlar.
Kabul edilen Biyogüvenlik Yasası ile GDO’lu ürünler izin alınarak ya da
alınmayarak ülkemize ithal edilmektedir. Bu ürünler hem hayvan yemi olarak
hem de yüzlerce gıda maddesinde girdi olarak kullanılmakta ve tüketici
sağlığı risk ve tehlikeye atılmaktadır. GDO’lu ürün ithalatı ve tüketimi
aynı zamanda gıda egemenliğimiz ve tarımımız için çok büyük bir tehlike
oluşturmaktadır.
Güvensiz ve sağlıksız gıda üretimi, pazarlanması ve tüketimi
yaygınlaşmakta, bu durum çocuklar ve gençler başta olmak üzere tüm
tüketicilerde çeşitli hastalıklara neden olmaktadır.
Derneğimize ve tüketici sorunları hakem heyetlerine yapılan ayıplı mal ve
hizmet şikayetlerinde bankacılık hizmetlerinden sonra cep telefonlarıyla
birlikte, telekomünikasyon ve bilişim hizmetleri, ayakkabı,
elektrikli-elektronik cihazlar ve giysi şikayetleri en çok yapılan
şikayetlerdir.
Damacana ile plastik şişe ve kaplarda satılan sular ile şehir şebeke
suyundaki sağlık riski devam etmektedir.
Baz istasyonları, gerçek bilim insanlarının araştırma sonuçlarıyla
Yargıtay Kararlarına aykırı olarak gelişigüzel ve çeşitli şekillerde
gizlenerek BTK’nın da desteği ile yerleşim yerlerine kurulmaya devam
etmektedir.
Trafik kazaları giderek artmaktadır. Bu kazalar sonucunda her yıl binlerce
ölen insanın yanında, yüz bini aşan sayıda insan yaralanmakta ve yaralı
insan sayısı her yıl daha da artış göstermektedir.
Elektrik kullanımında mevcut mekanik sayaçlar elektronik sayaçlarla
değiştirilerek, su ve doğalgaz kullanımında ise ön ödemeli kartlı sayaçlar
zorunlu tutularak tüketiciler mağdur edilmektedir. Bu konuda EPDK, kamu
yararına ve tüketici haklarına aykırı olarak elektrik ve doğalgaz sayaç
uygulamasında tüketicilerin mağduriyetine neden olan kararları almaya ve
yasal düzenleme yapmaya devam etmektedir.
Tüketici Hakları Derneği olarak çözüm önerilerimiz şunlardır: Bankaların
aldığı dosya masrafı, yeniden yapılandırma ücreti, yıllık kart ücreti,
hesap işletim ücreti, havale ücreti, herhangi bir belge ücreti, KKDF ve
BSMV ile diğer benzeri haksız ücretlerin alınmaması için Tüketicinin
Korunması Hakkında Yasa Değişikliğine hüküm konulmalıdır.
Özellikle, elektrik, doğalgaz ve diğer yakıtlar ile su ve gıdadan alınan
KDV gibi yüksek dolaylı vergiler %1’e indirilmelidir. Başlangıçta geçici
olarak deprem vergisi diye alınmaya başlanan ve daha sonra kalıcı hale
getirilen özel iletişim vergisi (ÖİV) kaldırılmalıdır.
Yüksek elektrik ve doğalgaz fiyatlarından kurtulmak için dışa bağımlı
enerji politikaları bir an önce terk edilerek yerli ve yenilenebilir
enerji kaynaklarımıza dayalı enerji politikalarına hızla ve etkin bir
şekilde dönüş yapılmalıdır. Bununla birlikte, elektrikten alınan KK, sayaç
okuma bedeli, enerji fonu gibi haksız bedeller ile sudan alınan atıksu
bedeli, ÇTV, katı atık bedeli ve şube yolu gibi haksız bedeller
kaldırılmalıdır. Dünyada giderek yaygınlaştığı gibi “enerji ve su haktır”,
“enerji ve su yoksulluğu” anlayışından hareketle, enerji ve su yoksulu
olan hanelere 12m3’e kadar su ve 150kwh’a kadar elektriğin ücretsiz
verilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Çok kazanan, ancak vergi kaçıran kayıt içi – kayıt dışı çalışan firma ve
şirketlerin üzerinde denetimi yoğunlaştırarak vergi kaçağı önlenmelidir.
Gerek dolaylı vergilerin düşürülmesi, gerekse işsizliğin önlenmesi ve
çalışan emekçiler ile emeklilerin ücretleri arttırılarak dar gelirli
yoksul tüketicilerin satın alma güçleri arttırılmalıdır.
Biyogüvenlik Yasası değiştirilerek, GDO’lu gıdaların ve ürünlerin ithalatı
ve tüketimi tamamen yasaklanmalıdır.
Yasal düzenlemeler ve denetimlerin arttırılması ve etkinleştirilmesiyle
güvensiz ve sağlıksız gıda üretimi, pazarlanması ve tüketimi engellenmeli,
ekolojik ve organik gıda üretiminin arttırılması için gerekli tüm önlemler
alınmalıdır.
Ayıplı mal ve hizmetlerin üretiminin ve pazarlanmasının engellenmesi için
Tüketicinin Korunması Hakkında Yasa Değişiklik Tasarısına gerekli olan
hükümlerle birlikte tüketici örgütlerinin maddi olarak desteklenmesi hükmü
de somut bir şekilde konulmalıdır.
Damacana ve plastik kaplarda satılan su yerine tüketicilerin musluk suyunu
güvenli bir şekilde hiç çekinmeden içebilmesi için gerekli idari ve teknik
önlemler alınmalıdır.
Gerekli yasal düzenleme yapılarak baz istasyonlarının yerleşim yerleri
dışına kurulması sağlanmalı ve bu konudaki yargı kararlarına BTK
tarafından saygı gösterilip gereği yerine getirilmelidir.
Trafik kazalarının önlenmesi için Büyükşehirler başta olmak üzere tüm
kentlerimizde ve ülkemizde toplu taşımacılığa ve demiryollarına ağırlık ve
önem verilmelidir.
Elektrikteki mevcut mekanik sayaçların elektronik sayaçla değiştirilmesi
ile doğal gaz ve su için ön ödemeli kartlı sayaç uygulamasından
vazgeçilmelidir. Elektrik, doğalgaz ve su sayaçları ilgili kuruluşlar
tarafından tüketicilere ücretsiz verilmelidir.
Basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Turhan ÇAKAR
Genel Başkan |