Tüketiciler Su Çıkmazında
● Tüketiciler Su Çıkmazında!..
● Tüketici Şebeke Suyuna da
Damacana Suyuna da Güvenmiyor!..
● Damacana Suyu Değil, Sağlıklı, İçilebilir Şebeke Suyu İstiyoruz.
● Şebeke Suyunun Sağlıklı ve İçilebilir Olması İçin Acil Önlem Alınsın.
● Suyun Ticarileştirilmesine Son Verilsin.
● Şehir Şebeke Suyunun Analiz Sonuçları Haftalık Olarak Belediyelerce
Şehrin Görülebilir Yerlerinde Açıklansın.
● Sağlık Bakanlığı ve Sağlık İl Müdürlüklerince Plastik Kaplar ile
Damacana Sularının Analiz Sonuçları Düzenli Olarak Tüketicilere
Açıklansın,
● Belediyeler Apartmanların Su Depolarını ve Şehrin Su Şebekelerini
Düzenli Olarak Kontrol Etsin
|
Ülkemizde kullanılan şehir şebeke suyu ve damacana suları ile ilgili
olarak yapılan analiz sonuçları hakkında basına yansıyan haberlerde,
olumsuz amaliz sonuçları nedeniyle tüketiciler kaygılanmakta ve kafaları
karışmaktadır. Örneğin, Temmuz 2012 Ayı içersinde Ankara şehir şebeke
suyunun değişik ilçe ve semtlerde alınan örneklerinin yapılan analizinde
standardın çok üzerinde alüminyuma rastlandığı basında yer almıştı. Gene,
Temmuz 2012 içerisinde İstanbul’da 55 tanınmış firmanın damacana
sularından yalnızca 14 tanesinin temiz çıktığı, 41 çeşit damacana suda
başta “koliform” ( dışkı yoluyla bulaşan) bakteriler olmak üzere insan
sağlığına zararlı maddelerin çıktığı haberi basında yer almıştır.
Gerek analiz sonuçları gerekse tüketicilerin konutlarında kullandıkları
şehir şebeke suyunda karşılaştıkları koku başta olmak üzere değişik
sorunlar deneniyle, içme suyu ve yemek yapmak için kullanmak üzere şehir
şebeke suyu yerine damacana suyunu tercih eden tüketici ve hane sayısında
yıllar itibariyle büyük bir artış olmuştur. Bu durum, şehir şebeke suyuna
olan güvensizliğin bir sonucudur. Diğer taraftan, damacana suyu ile
plastik kaplarda satılan sulara yönelmek zorunda kalan tüketici ve haneler
en temel gereksinimleri olan suya daha çok bedel ödemek zorunda
kalmışlardır.
Ancak, damacana sularının da güvensiz olduğunu gören ve düşünen
tüketiciler iyice bir çıkmazın içine girmişlerdir. Çünkü, hem şehir şebeke
suyuna hem de damacana suyuna güven azalmıştır. Tüketiciler Derneğimizi
arayarak çözüm için ne yapılması gerektiğini sormaktadırlar.
Bizler, tüketiciler ve Tüketici Hakları Derneği olarak ülkemizde kullanıma
sunulan tüm şehir şebeke sularının sağlıklı olmasını istiyoruz. Bununla
birlikte, şehir şebeke suyunu içme ve yemek yapma dahil tüm ihtiyaçlarımız
için güvenerek ve hiç kaygı duymadan kullanmak istiyoruz. Tüketiciler ve
Tüketici Hakları Derneği olarak gereksiz yere damacana suları ile diğer
plastik kaplarda satılan sulara yönlendirilmek ve ekonomik sıkıntıya
sokulmak istemiyoruz.
Önemli bir bölümü yabancı firmaların elinde olan plastik kaplarda satılan
su ile damacana su sektörünün, şehir şebeke suyunun güvensizliğini
istismar edip bir sömürü aracı olarak kullanmasını ve biz tüketicileri ve
halkı maddi ve manevi sıkıntıya sokmalarını istemiyoruz.
Şehir şebeke suyuna olan güvenin azalması paketlenmiş su tüketimini (
küçük büyük plastik kaplar ve damacanalarda pazarlanan su) tetiklemiştir.
2008 yılında yapılan bir araştırmada, özellikle de İstanbul’da
yaşayanların yaklaşık %75’inin ve Ankara’da yaşayanların yaklaşık %30’unun
damacana suyu tükettiği görülmüştür. Ancak, Kızılırmak Suyunun Ankara’ya
getirilmesinin yarattığı güvensizlikle Ankara’da damacana suya dönüşümde
bir patlama yaşanmış olup, damacana su kullanımı oranının kat kat arttığı
görülmektedir.
Yapılan bir araştırmada ise paketlenmiş ( plastik ve damacana kaplarla) su
sektörünün toplam cirosunun 3.6 milyar TL olduğu belirtilmektedir.
Bu durum, ülkemizde suyun her geçen gün daha da ticarileştiğinin çok açık
bir göstergesidir. Belediyelerin önemli bir kısmı da yanlış uygulamaları
ile suyun ticarileştirilmesine ve tüketicilerin şebeke suyuna olan
güveninin azalıp plastik ve damacana ile satılan sulara yönelmelerine
çanak tutmaktadır.Eğer, şehir şebeke suyuna kesin güven sağlanamazsa ve
şehir şebeke suları içilemeyecek durumda olmaya devam ederse, tüketiciler
olarak çok yüksek fiyatla satılan sağlıksız damacana suyuna ve plastik
kaplarda satılan suya mahkum edilmeye devam edeceğiz.
Bu nedenle, tüketiciler ve halk olarak isteğimiz şunlardır:
1- Suyun ticarileştirilmesine son verilecek önlemler alınmalıdır.
2- Belediyeler ve Hükümet tarafından öncelikle, tüm şehir şebeke sularının
sağlıklı ve içilebilir bir duruma getirilmesi için gerekli tüm idari,
teknik, önlemler alınmalıdır.
3- Belediyeler kentin ana kavşaklarına ,Belediye Otobüslerine ,Metro ve
raylı sistemlere yerleştirecekleri ışıklı panolarda, kentin her
bölgesinden her hafta alınan su numunelerinin akredite edilmiş laboratuvar
deney sonuçlarını haftalık olarak açıklamalıdır.
4- Belediyelerce açıklanan analiz sonuçları Sağlık Bakanlığı ve Sağlık İl
Müdürlüklerince düzenli takip edilmeli, kendilerince de yaptırılacak
analiz sonuçları açıklanmalıdır.
5- Bu sonuçlar aynı zamanda talep eden tüm tüketici örgütleri, kamu kurum
ve kuruluşları ile meslek odalarına gönderilmelidir.
6- Belediyeler Apartmanların su depolarını ücretsiz olarak temizlemek için
bir ekip kurmalı ve bu işlemi bir program dahilinde gerçekleştirmelidir.
7- Belediyeler talep eden apartman yönetimlerine su şebekesinden
kaynaklanabilecek olan su kalitesini düşürebilecek sorunların tesbiti
konusunda teknik danışmanlık hizmeti vermelidir.
8- Belediyeler semtlere ve mahallelere yönelik olarak su kalitesi tesbiti
için numuneler alıp semt veya mahalle bazında su kalitesi haritaları
çıkartılmalıdır.
9- Mahalle ve semt bazında su kalitesi haritalarından yararlanılarak su
şebekesi sorunlu olan bölgeler tesbit edilmeli ve şebeke yenilenmesi
çalışmalarında bu bölgelere öncelik verilmelidir.
10- Sağlık Bakanlığı ve sağlık il müdürlükleri tarafından firmaların gerek
plastik gerekse damacanalara yaptıkları dolumlar kaynağında düzenli olarak
denetlenmelidir. Bakanlıkça ve sağlık il müdürlüklerince plastik ve
damacana su numuneleri 2.maddede belirtildiği gibi periyodik olarak
akredite edilmiş laboratuarlarda test ettirilip her yörede halkın
görebileceği yerler ile gazete ve televizyonlarda açıklanmalı, analiz ve
açıklama için yapılacak giderler ise ilgili firmalardan tahsil
edilmelidir.
Tüketici Hakları Derneği olarak, tüketiciler adına olan tüm bu
şikayetlerimizi, kaygılarımızı, istek ve çözüm önerilerimizi Sayın
Başbakana, TBMM Başkanına, Sağlık Bakanına ve İçişleri Bakanına bir mektup
ile bildirdik. Tüm halkımız ve tüketiciler adına kendilerinden ivedilikle
çözüm bekliyoruz.
Basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Turhan ÇAKAR
Genel Başkan |