Bir önceki sayfaya geri dönmek için buraya tıklayın! Sayfayı yazdırmak için tıklayın!
 
 

18.01.2012

BASIN AÇIKLAMASI
BASINA VE KAMUOYUNA

 

Sütte Rezalet; "Halk Sağlığı Tanrıya Emanet"!..

SÜTTE REZALET; “HALK SAĞLIĞI TANRIYA EMANET” !...

YILLARDAN BERİ TÜKETİCİLERE KANSER RİSKİ TAŞIYAN SÜT İÇİRİLDİĞİ KONUSUNDA TÜKETİCİLER NEDEN BİLGİLENDİRİLMİYOR ?

SÜT BAŞTA OLMAK ÜZERE VATANDAŞIN SAĞLIĞINI TEHLİKEYE ATAN TÜM GIDALARI ÜRETENLER BUNLARI AÇIKLAMAYARAK HEMEN AÇIKLANMALIDIR…

FİRMALARIN TİCARİ ÇIKARLARINI VATANDAŞIN SAĞLIĞINA YEĞLEYEN TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI HEMEN İSTİFA ETMELİ; SORUMLULAR HESAP VERMELİDİR…
 

Değerli basın mensupları;
Ürün ve gıda güvenliğinde bugün yaşanan sorumsuz süreçte sözlerime “Sütteki rezalet; halk sağlığı tanrıya emanet” diyerek başlamanın uygun olacağını düşünüyorum !...

Bildiğiniz gibi, kamuoyuna yansıyan bilgilere göre Tarım Bakanı Mehdi Eker, piyasada satılmakta olan sütlerde karaciğer kanseri, sarılık ve siroza yakalanma riskini artıran antibiyotik kalıntısı ve aflatoksin M1 olduğu iddialarını doğrulamış bulunmaktadır.

Basında yer alan haberlere göre, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, TBMM’de muhalefetin verdiği soru önergeleri üzerine “Piyasadaki sütlerde karaciğer kanseri, sarılık ve siroza yakalanma riskini artıran antibiyotik kalıntısı ve aflatoksin M1 olduğu iddialarını doğrulayarak, bakanlıkça yürütülen kontrol ve denetimlerde, sütlerde antibiyotik kalıntısına ve aflatoksin M1’e rastlandığını” itiraf etmek zorunda kalmıştır.

İşin bundan da vahim olan tarafı ise bu gerçeğin yıllardır yurttaşlarımızdan saklanmasıdır. Oysa, 4703 Sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun’un 11.maddesi ile Kanun kapsamında yayınlanan, Ürünlerin Piyasa Gözetimi ve Denetimine Dair Yönetmelik’in 11.maddesine göre, yapılan kontroller sonucunda, ürünün güvenliği olmadığının tespit edilmesi durumunda, yetkili kuruluşlarca üretici firmalara piyasadan toplattırılacağı belirtilmektedir. Ayrıca, toplatmanın sonuçlarının ise masrafları üreticiden karşılanmak üzere, ülke genelinde dağıtımı yapılan iki gazete ile ülke genelinde yayın yapan iki televizyon kanalında ilanı suretiyle risk altındaki tüketicilere duyurulacağı belirtilmektedir.

Nitekim, Derneğimiz tarafından 28.07.2010 tarihinde Bakanlığa yazı yazılarak, Bakanlıkça yapılan denetim ve analizlerde görülen riskli gıda maddelerinin isim, marka ve üretici adlarının, 4703 Sayılı Yasa ve ilgili Yönetmeliğe göre kamuoyuna açıklanması istenilmiştir. Ancak, Bakanlık tarafından Derneğimize yazılan 16.08.2010 tarihli yazı ile kamuoyuna açıklama yapılması isteğimiz, tüketicilerin evrensel haklarından olan sağlık ve güvenlik hakkı ile bilgi edinme hakkına aykırı olarak reddedilmiştir.

Yasalara ve tüketici haklarına aykırı olan bu tutumu nedeniyle, Derneğimiz tarafından, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı hakkında dava açılmış olup, bu dava halen devam etmektedir.

Bugüne kadar, sağlıksız ve riskli sütler ve süt ürünlerinin üretimine ve tüketimine seyirci kalınarak, yeterli denetimler ve analizler yapılmamış, yapıldığı kadarıyla da sonuçları ilgili yasa ve yönetmelik hükümlerine göre risk altındaki tüketicilere duyurulmayarak açıkça firmalardan yana tavır alınmıştır.

Tarım Bakanı Sayın Mehdi Eker, 17 Ocak 2012 tarihinde yaptığı bir açıklama ile de piyasada bulunan sütlerin binde bir dolayındaki kısmında sorun olduğunu belirtmiştir. TÜİK’in istatistiklerin de 2010 yılı itibariyle kesin olmayan rakamlarla ülkemizde 13.513.674 ton ( onüçmilyon beşyüzonüçbin altıyüzyetmişdört ton) süt üretildiği belirtilmektedir. Bu miktarda sütün binde biri ise 13.513.6 ton yani ( onüçmilyon beşyüzonüçbin altıyüzyetmişdört kilogram) dolayındadır. Bu kadar süt az mıdır? Bu kadar riskli ve güvensiz sütten ve bu sütten yapılan süt ürünlerinden yüzbinlerce tüketicinin sağlığı risk altına girmiş ve girmeye devam etmektedir.

Yıllardan beri tüketicilere kanser riski taşıyan süt içirildiği konusunda tüketiciler neden bilgilendirilmiyor ?

Gıdada yaşanan bu rezalet, en önemli besin ve yaşam kaynağımız olan sütü bozmuş, kokuşmuş bir kamu görevi anlayışını da bütün çıplaklığıyla sorumlularının yüzlerine çarpmıştır…

Tüketicilerin daha fazla mağdur olmalarını önlemek için süt başta olmak üzere vatandaşın sağlığını tehlikeye atan tüm gıda ürünlerini üretenler hemen açıklanmalıdır…

Gıda güvenliği ve tüketici sağlığı artık “sorumsuz yetkililerin” elinden kurtarılmalı; firmaların ticari çıkarlarını vatandaşın sağlığına yeğleyen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı hemen istifa etmeli ve tüm sorumlular hesap vermelidir…

Artık, tüketici hakları ve halk sağlığının gerekleri hemen, şimdi yerine getirilmelidir…

Turhan ÇAKAR
Genel Başkan