Tüketici Hakları Derneği (THD) yeni yılda uygulamaya girecek olan Sağlıkta
Dönüşüm Yasa’sı ile ilgili bir açıklama yaptı. Dernek genel merkezinden
yapılan açıklamada “sağlıkta dönüşüm operasyonu ile sağlık hakkının artık
bir vatandaşlık hakkı olma niteliğini kaybedeceği ve sağlık hizmetlerinin
devlet güvencesinden çıkarılacağı” vurgulandı.
Açıklamada AKP Hükümeti’nin “sağlıkta dönüşüm” adlı operasyonu yıllardır
yürüttüğü ve bu operasyonunun ilk uygulamalarının “aile hekimliği”,
“hastanelerin özerkleşmesi” ve “genel sağlık sigortası” olduğu belirtildi.
THD açıklamasında operasyonun, “Sağlığı ticari bir mala, vatandaşı da
ölene dek aylık taksit ödeyen müşterilere çevirmek, sağlık çalışanlarını
iş güvencesi ellerinden alınmış çağdaş köleler haline getirmek, çalışma
saatleri ve iş yüklerini artırıp, ücretlerini azaltmak” olduğunu
belirtilerek, “Vatandaşın cebinden ve sağlık çalışanlarının maaşlarından
çalınarak yeni bir sistem kurulacağı ve böylece sağlığın ranta
indirgenerek, bu rantın bir avuç işbirlikçi ve dünya sağlık patronuyla
paylaşılmasının sağlanacağı” ileri sürüldü.
Açıklamada devamla şöyle denildi: “Operasyonun aile hekimliğine geçiş
bölümü 2010 yılı sonunda tamamlanmasıyla eski sistem işlemez hale
getirildi. Sonra, halka ‘aile hekimi emrine amade olacak’, sağlıkçıya da
‘aile hekimliğine geçersen cebine iyi para koyacağım ama geçmezsen seni
ilçeden ilçeye, acillerden acillere sürerim’ denildi. Böylece, aile
hekimliğine geçilince sağlık kurumlarının bir kısmı sözleşmeli özel
poliklinik oldu, sağlık çalışanları iş güvencelerini kaybetti, ilaç israfı
arttı, vatandaşın da ‘doktor yerine bir sürü ilaç siparişi yazan
katipleri’ oldu.
‘Sağlıkta dönüşüm’ün hastanelerdeki bölümü, Hastane Birlikleri ve
hastanelerin özerkleşmesi yoluyla olacak. 2012‘de devreye girecek
düzenlemelere göre, tüm devlet hastaneleri her ilde bir veya iki noktada
toplanacak. Bunların adına hastane birlikleri denecek. Ankara’dakilerin
yeri Etlik ve Bilkent. İnşaat işleri sahiplerine verildi, işe başlandı
bile… Hastane birliklerini sağlıkçı olmayan ve hükümetçe ataması yapılacak
bir yönetim kurulu ve işletmeci yönetecek. Bunlar da sözleşmeli olacak ve
kar edemeyenin sözleşmesi yenilenmeyecek. Bunların, yönetici veya
işletmecileri, kısa bir süre sonra büyük yabancı şirketler de olabilecek.
Hastane çalışanları ise kademeli olarak sözleşmeli olacak. Bunun Türkçesi;
yönetim baskısı ve işten atılma korkusuyla hekimlerin kısa zamanda daha
çok hasta görmek zorunda olması, kar amacıyla daha çok ve gereksiz tetkik
ve pahalı işlemler yapılması olacak. Hasta olmak ve iyileşmemek daha fazla
kar getireceği için, hastalıklardan korunmak için önlem alınması, sağlık
eğitimi, rehabilitasyon gibi kavramlar tamamen ihmal edilecek.
Uygulama ile vatandaşlar, 2012’den itibaren Genel Sağlık Sigortası’na
düzenli olarak aylık sağlık sigortası primi ödeyecekler. Tedavinin fatura
büyüklüğü, hastanede yatış süresi, hastalığın çeşidi veya hastanın aylık
primlerini yatırıp yatırmadığına göre genel sağlık sigortası yetersiz
kalarak ödeme yapmayabilecek. Bu durumda çok uzun süren veya çok masraflı
tedavilere karşı da, isteyenler özel sigorta şirketlerine de aylık prim
ödeyip Tamamlayıcı Sağlık Sigortası yaptırmak zorunda kalacaklar.
Kısaca, bu ‘operasyon’ hem sağlık çalışanlarının, hem de sağlık hizmeti
alanların haklarını çalıyor. Tüm meslek sahipleri köleleştirilirken,
vatandaşlar ise ‘sağlık hakkını ancak yeterli ödemeyi yaparsa alabilecek
müşterilere’ dönüştürülüyor.
Tüketici Hakları Derneği, bu süreçte tüm haklarının korunması için,
hizmeti alanın da, verenin de yanında olacaktır. Tüketici Hakları Derneği,
bu amaçla sağlığın ticarileşmesine karşı 21 Aralıkta sağlık çalışanlarının
yanında olacaktır”.
Turhan ÇAKAR
Genel Başkan |