Okul öncesi eğitim – öğretim ile ilköğretim okulları ve liselerin açıldığı
ve açılacağı bugünlerde hem veliler ekonomik sıkıntıya sokulmakta hem de
çocuklarımız önemli risk ve tehlikelerle karşı karşıya bulunmaktadırlar.
Özellikle de zaten ekonomik sıkıntı içerisinde olan dar gelirli ya da hiç
geliri olmayan ve çocuklarının kaydını yeni yaptırmak durumunda olan
velilerden Milli Eğitim Bakanının açıklamasının tersine bir çok okul
tarafından kayıt parası alınmaktadır.
Ayrıca, birçok okulun giysisi tekelleşmiş olduğundan bir ya da iki
mağazanın dışında bulunmamakta ve daha pahalıya satılmaktadır. Dar gelirli
ya da hiç geliri olmayan veliler bu nedenle de sıkıntıya sokulmuş ve
sokulmaktadır.
Okul servis aracı olarak kullanılacak taşıtların yaşını 2009 yılındaki
eğitim – öğretim yılında 12 yaşından 20 yaşına çıkartan Yönetmelik
değişikliği açılan bir dava ile iptal edilmiştir. İlgili Bakanlıkların bu
karara uymasını bekliyoruz.
Diğer taraftan bir çok okul servis aracında çocuklarımızın güvenliğine ve
Yönetmeliğe uygun olmayan hizmet verilmektedir. Örneğin, ilköğretim okul
öğrencilerini taşıyan servislerde rehber öğretmen bulunması gerektiği
halde bazı servis araçlarında bulundurulmadığı görülmüştür. Yönetmeliğe
uygun olmayan şoför çalıştırıldığı görülmüştür. İsteğimiz ve beklentimiz
bugünkü eğitim ve öğretim yılında çocuklarımızın güvenliğine aykırı olan
bu ve diğer sorunların yaşanmamasıdır.
Uzakdoğu malları ağırlıklı olmak üzere, özellikle de okul öncesi ve
ilköğretimdeki öğrencilerin kullandığı renkli kalem, silgi, boya oyun
hamuru, çanta, matara, beslenme kabı, çorap, iç çamaşırı gibi ürünlerde
yapılan araştırmalarda ve konunun uzmanlarının açıklamalarına göre,
çocukların sağlığı açısından çok tehlikeli kimyasal maddeler bulunduğu
saptanmış ya da bulunabileceği belirtilmiştir.
Bu ürünlerde alerjik, büyüme ve metabolizma bozukluğu, böbrek ve karaciğer
bozukluğu, cinsel gelişim sorunları, kanserojen gibi sağlık etkileri
olabilecek azo boyar maddeler, fitalatlar, ağır metaller, formaldehit gibi
tehlikeli kimyasal maddelerin bulunduğu ve bulunabileceği
belirtilmektedir. Bu tür riskli malzemelerin kırtasiyecilerde çok yoğun
bir şekilde satıldığı ve çocuklar tarafından kullanıldığı görülmektedir.
Renkli, boyalı okul malzemelerindeki boyalar çocukların elleri ve
ağızlarına bulaşarak söz konusu sağlık sorunlarına neden olmaktadır.
Konuyla ilgili olarak Sağlık Bakanlığı tarafından “Uçucu Maddelerin
Zararlarından İnsan Sağlığının Korunması Dair Kanun” ile “Uçucu Maddelerin
Zararlarından İnsan Sağlığının Korunması Hakkında Yönetmelik”
çıkartılmıştır. Ancak, piyasada satılan, öğrencilerin ve okulların
kullandığı malzemelerin sözü edilen mevzuata uygunluğunun sağlanması
konusunda Sağlık Bakanlığınca bir denetim ve analiz yapıldığı hakkında
kamuoyunun bilgisi bulunmamaktadır.
Yasa ve Yönetmelik çıkarmaktan daha çok önemli olan bu Yasa ve
Yönetmeliklerin uygulanmasıdır. Sağlık Bakanlığı ne yaptı, ne yapıyor,
öğrenmek istiyor ve Sağlık Bakanlığını göreve çağırıyoruz. Ayrıca, Milli
Eğitim Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığını da göreve
çağırıyoruz.
Çok önemli diğer bir sorun ise, okul kantin ve kafeteryalarında satılan
cips, kola, gazlı içecek, hazır meyve suyu, gofret, bisküvi, kek, çikolata
gibi gıda maddeleri ile katkı maddeli ve GDO’lu gıdaların çocuklarımız
üzerinde yarattığı sağlık sorunlarıdır.
Milli Eğitim Bakanlığı 21.07.2011 tarihli bir genelge ile enerji yoğunluğu
yüksek, besin değeri düşük olan enerji içecekleri, gazlı içecekler,
aromalı içecekler ve kolalı içecekler ile kızartma ve cipslerin satışının
yapılmasını yasaklamıştır. Biz bu yasaklamayı önemli buluyoruz. Ancak,
daha da önemli olan bu yasağın uygulanmasıdır. Bununla birlikte bilim
insanlarının görüşlerine uygun olarak diğer riskli gıda maddelerinin de
satışı yasaklanmalıdır. Çünkü, çocuklarımız kantinlerde beslenmiyor,
zehirleniyor.
Hemen her devlet okulunda ödenek yetersizliği nedeniyle temizlik gideri,
bakım-onarım gideri, okul kırtasiye gideri ile diğer yardımcı kitap
istenmesi dar gelirli ve hiç geliri olmayan veliler için büyük bir sıkıntı
oluşturmaktadır. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı ve Hükümet ne
yapmaktadır?
Okul, okul gibi olmalıdır. Okullar, veliler ve öğrenciler ticaretin aracı
haline getirilmemelidir. Milli Eğitim Bakanlığı, Hükümet ve Devlet
okullarının ödenek sorunlarını biran önce çözmelidir.
Öğretmenlerimizin belirttiğine göre, okullara bedava verilen kitaplar
kalitesizlik nedeniyle kısa sürede deformasyona uğramakta, parçalanmakta
ve kullanılamaz hale gelmektedir. Soruyoruz: bu kalitesiz kitapları üreten
firmalar kimlerdir ? Yoksul ve dar gelirli halkın paraları neden boşa
harcanmaktadır?
Özellikle yoksul ve dar gelirli ailelerin durumu dikkate alınarak devlet
okulları ticari istismarlardan kurtarılmalı ve çocuklarımızın sağlığına
aykırı okul malzemeleri ile gıda maddelerinin üretimi ve satışı
yasaklanmalıdır. Kantin yerine bilimsel eğitim ve toplumsal yaraya uygun
olarak okul kooperatifçiliği sistemi getirilmelidir.
Hemen her devlet okuluna beslenme ödeneği verilerek çocuklarımızın
okuldaki eğitimi-öğretimi süresince yeterli, dengeli ve sağlıklı
beslenmesi sağlanmalıdır.
Basınımıza ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Turhan ÇAKAR
Genel Başkan |