Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından 26 Ekim 2009 pazartesi günü, Gıda
ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerin
İthalatı, İşlenmes, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik
çıkartılmıştır. Yönetmelik kendi içinde baştan sona kadar çelişkilerle
doludur ve her maddesi cevaplanamayacak sorulara açıktır. Yönetmeliğin tüm
maddelerinde GDO'ların risk taşıdığı konusunda bir tedirginlik ve korku
ifadesi yer almaktadır. GDO'ların zararını kabul etmekte olan bu
yönetmelik bir baskı sonucunda hazırlandığı izlenimini vermektedir.
Örneğin Madde 4-i 'de yer alan izleme ile ilgili tanımda; “ GDO ve
ürününün biyolojik çeşitlilik, bitki, hayvan ve insan sağlığı üzerindeki
etkilerini belirlemek” gibi bir ifadenin yönetmelikte yer alması GDO'lu
ürünlerin kullanımında yaratacağı sorunların varlığını kabul ettiklerini
ortaya koymaktadır. Söz konusu maddede etkileri belirlemek üzere; program
dahilinde yürütülen gözlem, analiz ve kontrollerden söz etmektedir. Bunun
anlamı insan ve hayvanların kobay gibi kullanılarak sonuçların elde
edilmesidir.
Gözlem, analiz, kontrol ve deneme sonucu olumsuzluk tespit edilirse bu
olumsuzluğun geri dönüşünün olmadığı bir gerçektir. Aynı şekilde madde 4-
“l” ve “m”de yer alan ifadelerde de yukarıda belirttiğimiz zararlı ve
olumsuz etkileri ortaya çıkması halinde, olumsuz etkileri yaşayanların bu
olumsuz etkilerden kurtulamayacağı ve büyük sorunlar yaşayacağı bir
gerçektir.
GDO'lu ürünlerin çevreye, insan ve hayvana vereceği zararın önlenmesi ve
geri dönüşümü mümkün değildir. Yönetmelikte çeşitli maddelerde yer alan
acil önlem planlarının hiçbiri zararları yok etmez, sağlığı geri getirmez,
çevrenin bozulan dengesini düzeltmez.
Yönetmeliğin beşinci maddesinde “GDO'lu ürünlerin bebek mamaları, bebek
formulleri, devam mamaları, devam formulleri ile bebek ve küçük çocuk ek
besinlerinde kullanılması yasaktır. İnsan ve hayvan tedavisinde kullanılan
antibiyotiklere karşı direnç genlerini içeren GDO ve ürünlerinin ithalatı
ve piyasaya sunulması yasaktır” diyerek, GDO'ların riskini peşinen
kabullenen bir düşünce bu ürünleri hamilelerin ve diğer bir çok hassas
kişinin yemesine izin vermektedir. Böylesi bir çelişkiyi yansıtan bu
yönetmeliği hazırlayan uzmanlar nasıl oluyor da GDO'lu ürünlerin ithaline
izin verebiliyorlar.
Bu yönetmelik ile gıdalarımız ve hayvan yemlerinde kullanılmak üzere,
kısaca GDO denilen genetik yapısı değiştirilmiş organizmaların ve
ürünlerin ithalatı, işlenmesi ve tüketimi yasal ve serbest hale
getirilmiştir.
Çok uluslu tarım tekelleri tarafından içlerine farklı bitki ve hayvan
türleriyle zehirli virus ve bakteri genleri eklenerek genetik yapısı
değiştirilmiş mısır, soya, pirinç, kanola gibi ürünler artık bundan sonra
serbestce ülkemize ithal edilecektir.
Üstelik, bu yönetmelik ile gıda veya yem, GDO'lardan biri veya birkaçını
toplamda %0.9 oranında daha az içerecek ise GDO'suz olarak kabul
edilecektir.
Özellikle de genetik yapısı değiştirilmiş mısır ve soya gibi ürünler,
mısırözü yağından soya yağına, pastadan baklavaya, koladan meyvesuyuna,
etli yiyeceklerden unlu yiyeceklere kadar olmak üzere 800-1000 çeşit gıda
maddesinde kullanılmaktadır.
GDO'lu ürünlerin bağışıklık sistemimizin çökme riskini arttırdığı, kanser
başta olmak üzere birçok bilinmeyen hastalıkları tetikleme riski ve
tehlikesi olduğu yıllardan beri bilim insanlarınca söylenmektedir.
Genetik yapısı değiştirilmiş organizma ve ürünlerin ithalatının ve
tüketiminin serbest olması, tüketiciler ve halk olarak sağlıklı gıda
hakkımızı ve gıda egemenliğimizi ortadan kaldıracaktır. Bu izin ve
serbesti ülkemiz tarımına ve çiftcisine telafisi imkansız zararlar verecek
ve yıkım getirecektir.
Tarım ve Köyişleri Bakanına soruyoruz: Sağlıklı ve güvenilir tarımsal
ürünlerin ülkemizde üretimine ve tüketimine olanak varken, sağlıksız ve
riskli ürünlerin milyarlarca dolar para vererek ülkemize sokulmasına izin
verilmesinin tüketicilere, çiftçimize, tarımımıza zarar vereceğini
bilmiyor musunuz? Uluslar arası tarım tekellerinin çıkarlarını
tüketicilerin sağlığından, gıda egemenliğimizden; tarımımızın, ülkemizin
ve çiftçimizin yararından daha mı üstün görüyorsunuz? Doğacak olan
sonuçlardan vicdanınız sızlamıyacak mı?
Tarım ve Köyişleri Bakanına ve Hükümete sesleniyoruz: Ülkemiz, tüketiciler
ve çiftçiler için yıkım ve ölüm getirecek olan bu yönetmeliği hemen geri
çekiniz. Gıdalarımızla oynanmasına izin vermeyiniz. Gıdalarımızı
emperyalist tekellerin insafına terk etmeyiniz. Gıdayla oynamak bir
insanlık suçudur. Bu suçun altından kalkamazsınız. Gıdamızın geleceğinin
emperyalist tarım tekellerine terk edilmesine izin vermeyeceğiz. Ülkemizin
GDO'lu organizma ve ürünlere gereksinmesi yoktur. Tüketiciler ve ülke
olarak GDO'lu gıdalara değil, sağlıklı gıdalara ihtiyacımız vardır. Bu
nedenle, GDO'lu organizma ve ürünlerin ithalatı, üretimi ve tüketimini
yasaklayan bir yasal düzenleme yapılmasını istiyoruz.
Tüketicilere sesleniyoruz: Gıdamıza sahip çıkalım. Gıdamızın geleceğini ve
kaderini emperyalist gıda tekelleri ile onların işbirlikçilerine teslim
etmeyelim.
Sonuç olarak bu yönetmelik çevreyi, hayvan ve insanı katletmek için
kullanılacak biyolojik silahın kullanımına izin veren ölüm fermanımızdır.
GDO'ların ithalatına ve üretimine izin veren bu yönetmelikte yer alan
maddeler incelendiğinde görülmektedir ki yönetmelik çevre, insan ve
hayvanları korumak amaçlı değil, GDO rantı peşinde olanlara fırsat
yaratmak için hazırlanmıştır.
Tüketici Hakları Derneği olarak, bu yönetmeliğin iptal edilmesi için dava
açacağımızı ve GDO'lu ürünlerin yasaklanması konusunda sonuna kadar
mücadele edeceğimizi kamuoyuna duyururuz.
Turhan ÇAKAR
Genel Başkan |