Bir önceki sayfaya geri dönmek için buraya tıklayın! Sayfayı yazdırmak için tıklayın!
 
 

24.04.2008

BASIN AÇIKLAMASI
BASINA VE KAMUOYUNA

 

Tüketicinin Gıda Enflasyonu Şaha Kalktı

TÜKETİCİNİN GIDA ENFLASYONU ŞAHA KALKTI

ÜLKEMİZİN GIDA GÜVENCESİ TEHDİT ALTINDADIR

DIŞA BAĞIMLI OLMAYAN HALKTAN YANA YERLİ TARIM VE GIDA POLİTİKASI UYGULANMALIDIR
 

Ülkenin ve halkın yararına uygun olmayan dışa bağımlı tarım ve gıda politikaları ile spekülatif uygulamalar nedeniyle çeşitli tarımsal ürünlerin fiyatları çok yüksek oranlarda artırılmıştır.

Tüketicilerin en çok kullanıldığı temel gıda maddelerinin son 1-2 ay içersindeki ve “Tüketicinin Gıda Enflasyonu” diye tanımladığımız Türkiye ortalama fiyat artışları şöyledir:

Prinç : %101, Mercimek:%40, Ayçiçek Yağı: %40, İrmik: %30, Kurufasulye: %23, Şeker: %16, Bulgur: %15,50

Gıda, günümüzde tüm insanlığın, bu arada ülkemizin ve halkımızın en stratejik, en temel konusudur. Ülkemizin tarımı ve halkımızın gıdası üzerinde içeriden ve dışarıdan büyük oyunlar oynanmaktadır. Kendi kendine yeten bir ülke olmaktan çıkartılan Türkiye, tarımsal ürünler ve gıda maddelerinde ithalatçı konumuna düşürülmüştür.

Halkın yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan gıda güvencesi tehdit altındadır. Çok acil önlemler alınmazsa zaten açlık sınırında olan halkımız isyan edecek ve çok önemli asayiş sorunlarını gündeme getirecektir. Toplumsal barış ve huzur bu anlamda tehlikeli bir duruma doğru sürüklenmektedir. Konu, artık ulusal güvenlik sorunu haline gelmiştir. Bu nedenle, konu, Milli Güvenlik Kurulunda öncelikle gündeme alınmalı ve acil önlemler paketi oluşturulmalıdır.

Tarımın ve Gıdanın Kurtuluş Reçetesi diye tanımladığımız önlemler paketi içersinde yer alması gereken öncelikler bizce şunlar olmalıdır:

1) Piyasada yapay fiyat artışlarına neden olan spekülatörler ve karaborsacılar en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.

2) Ülkemizin tarımını bitiren ve halkımızın gıdasına el koyan IMF ve Dünya Bankasının insanlık dışı ve tüketici haklarına aykırı politikalarına derhal son verilmelidir.

3) Tarımsal üretim içersinde yer alan köylülere, çiftçilere, üreticilere çok ciddi destekler verilerek hem üretimin devamlılığı hem de verim artışı sağlanmalıdır.

4) Çok ciddi ulusal tarım ve gıda planlaması yapılmalı ve gıda güvencesi piyasa mekanizmasına asla devredilmemelidir.

5) Tarımsal alanda faaliyet gösteren ve tarım sektörüne destek veren hiçbir devlet kurumu özelleştirilmemeli, var olan özelleştirme planlarından derhal vazgeçilmeli, yeniden kamu girişimciliğine önem ve ağırlık verilmelidir.

6) İthalat ve ihracat rejimi çok ciddi olarak yeniden gözden geçirilerek Türkiye tarım ve gıda ürünü ithalatçısı olmaktan kurtarılmalı, Türkiye’de üretilme olanağı olan hiçbir tarım ürünü ithal edilmemelidir.

7) Yerli tarım ve gıda ürünleri üretimi ve sunumu öncelikle halkın temel gıda ihtiyacı karşılanmak üzere planlanmalıdır.

8) Yerli tohum üretimi geliştirilmeli, çeşitlendirilmeli ve biyoçeşitlilik yönünden zengin olan ülkemiz GDO’lu tohumlar başta olmak üzere tohum ithalatından kurtarılmalıdır.

9) Etkin bir yerli malı kampanyasıyla yerli tarım ve gıda ürünleri tüketimi teşvik edilmelidir.

10) Türkiye’nin organik tarım üretimi politikaları çok ciddi bir şekilde ele alınarak organik tarım alanları genişletilmeli ve organik tarım üretimi teşvik edilmelidir.

11) Yeniden üretim ve tüketim kooperatifçiliği teşvik edilerek spekülatör, vurguncu ve karaborsacılar aradan kaldırılmalı, üretici ile tüketicinin doğrudan iletişimi kooperatifler aracılığıyla sağlanmalıdır.

12) Son yıllarda, özellikle süpermarket ve hipermarketler gibi alışveriş merkezleri yoluyla gereksiz ve dışa bağımlı sağlıksız gıda tüketimi pompalanmaktadır. Açlık sorunuyla baş başa olan bir ülkede böyle bir savurgan, ülkemize ve halkımıza zarar veren alışveriş modeline artık dur denilmelidir. Zaten, bu tür hipermarket ve grosmarketlerin büyük bir çoğunluğu yabancıların elindedir. Bize göre çözüm yerli üretimi teşvik eden ve yerli üreticilerle doğrudan bağlantılı olabilecek şekilde alışveriş yerleri olan küçük marketler ve tüketim kooperatifleri yeniden yaygınlaştırılmalıdır.

Belirtmiş olduğumuz çözüm önerileri küçük ve orta vadeli önlemlerdir. Kalıcı çözüm ise gerçek anlamda halktan ve tüketici haklarından yana, dışa bağımlı olmayan, kamu yararı ve sosyal devlet anlayışını ön plana alan bir ekonomik politikanın benimsenmesi ve bu anlayışta sürdürülebilir bir tarım ve gıda politikasının uygulanmasıyla mümkündür.


Turhan ÇAKAR
Genel Başkan