Elektrik, tüketicilerin en zorunlu gereksinmesi olmakla birlikte, en temel
kamu hizmetidir. Zaten, alım gücü düşük olan ve büyük ekonomik sıkıntılar
içinde yaşayan dar gelirli tüketiciler, bu yapılan elektrik zammı ile hem
doğrudan hem de dolaylı olarak daha da sıkıntıya düşecektir.
OECD ülkeleri de içinde olmak üzere ulusal gelir durumuna göre ülkelerin
elektrik fiyatları karşılaştırıldığında en pahalı elektriğin Türkiye’de
kullanıldığı görülmektedir. Yapılan son zamla da Türkiye’deki elektrik
dünyadaki elektrik fiyatlarına göre daha da pahalı duruma getirilmiştir.
Tüketicilerin normal yaşamlarını sürdürebilmesi ; karanlıkta kalmaması,
gıdasını saklayabilmesi, çamaşırını-bulaşığını yıkayabilmesi, evinin
temizliğini ve ütüsünü yapabilmesi için elektrik kullanması en zorunlu
gereksinmesi ve en temel hakkıdır. Bu nedenle, elektrikteki fiyat
politikalarının evrensel tüketici hakları, kamu yararı ve sosyal devlet
anlayışına uygun olması gerekmektedir.
Bazı ülkelerde, devletin vatandaşına ücretsiz elektrik temin ettiği
bilinmektedir. Bu nedenle, hükümetin, yüksek kamu yararı gereğince
tüketici hakları ve sosyal devlet anlayışına uygun olarak elektrikteki
fiyat politikalarını belirlemesi gerekir.
Su, kömür, rüzgar, jeotermal enerji, güneş gibi kendi doğal kaynaklarımız
dururken dışa bağımlı ve ithal enerjiye dayalı yanlış elektrik üretim
politikalarının sonuçlarının tüketicilere yansıtılmasının hiçbir haklı
gerekçesi olamaz.
Bununla birlikte, “ya al ya öde” anlaşmalarından dolayı özel sektörden
alınan elektriğin 2-2,5 kat daha pahalı olmasının bu yapılan zamma
tüketicinin aleyhine haksız bir gerekçe oluşturması da kabul edilemez.
Tüm bu nedenlerden dolayı, elektriğe yapılan zammın iptali ve yürütmesinin
durdurulması için bugün Danıştay’da Tüketici Hakları Derneği olarak dava
açmış bulunuyoruz.
Kamuoyuna ve tüm tüketicilere saygıyla duyurulur.
Turhan ÇAKAR
Genel Başkan |