Bir önceki sayfaya geri dönmek için buraya tıklayın! Sayfayı yazdırmak için tıklayın!
 
 

18.08.2007

BASIN AÇIKLAMASI
BASINA VE KAMUOYUNA

 

Ankara'ya Getirilecek Olan Kızılırmak Suyu Hakkında

DSİ RAPORU “KIZILIRMAK SUYU” İÇİLEMEZ DİYOR

MELİH GÖKÇEK GERÇEKLERİ ÇARPITARAK BAŞKENTLİLERİN BİLGİLENME HAKKINI HİÇE SAYIYOR

MELİH GÖKÇEK’İN İHMALİNİN BEDELİNİ BAŞKENTLİLER ÖDÜYOR VE ÖDEYECEK

İVEDİK ARITMA TESİSLERİ KIZILIRMAK SUYUNU ARITAMAZ
 

Uzun zamandan beri Ankara’ya getirilecek olan Kızılırmak suyu hakkında tartışmalar devam etmekte Melih Gökçek ise konuyu sürekli çarpıtarak, tüketicinin doğru ve eksiksiz bilgilenme hakkını hiçe sayarak 5 milyon başkentli tüketicinin kafasını karıştırmaya devam etmektedir.

DSİ Genel Müdürlüğü’nün 2005 yılında yayımladığı ve Kızılırmak üzerinde kurulu bulunan “Hirfanlı ve Kesikköprü Baraj Gölleri ve Havzalarında Kirlilik Araştırması” Raporu’nun Tartışma ve Sonuçlar Bölümünde belirtilen bazı önemli değerlendirme ve öneriler şunlardır:

• Kızılırmak havzasının en belirgin özelliği suyunun tuzlu olmasıdır. Kızılırmak Nehrine tuzluluğu çok yüksek olan Acısu, Karasu ve Acıöz adında pek çok su kaynağı karışmaktadır. Toplam çözünmüş katılar bakımından her iki baraj gölü de kıta içi su kaynaklarının sınıflandırılmasına göre II. Sınıf su kalitesindedir. ( Sayfa 191)

• Hirfanlı ve Kesikköprü Baraj Göllerinde yapılmış olan kirlilik araştırmaları kapsamında bölge hakkında görülen rahatsızlıklar doğrultusunda ( epidemi esas alınarak ) belirlenen mikroorganizmalar ve içme suyu kirlilik parametrelerinde belirtilen indikatör mikroorganizmalar incelenmiş, baraj göllerinin bakteriyolojik açıdan kıta içi II.sınıf su kalitesinde olduğu ve içme suyu olarak kullanılamayacağı belirlenmiştir. ( Sayfa 199)

• Kesikköprü Barajındaki su kalitesinin yükseltilmesi için; öncelikle Hirfanlı Barajı su kalitesinin iyileştirilmesi, bunun için de Kızılırmak Nehrine karışan kirlenmelerin önlenmesi gerekmektedir. ( Sayfa 208)

• Kızılırmak Nehrine karışan kirlenmelerin önlenebilmesi için konunun havza bazında ele alınması, 06.05.2004 tarihinde Ankara Valiliği’nde yapılan toplantıda alınan kararlar doğrultusunda ilgili Valilikler, Belediye Başkanlıkları ile diğer Kurum ve Kuruluşların işbirliğinin sağlanması gerekmektedir. ( Sayfa 208)

• Kızılırmak nehrinin doğal yapısı itibariyle klorür,sülfat ve sertlik değerleri çok yüksektir. Bu parametreler içme ve kullanma açısından çok önemlidir ve ileri arıtma teknikleri kullanmadan düşünmek mümkün değildir. ( Sayfa 212)
 
• Hirfanlı ve Kesikköprü Baraj Göllerinde Bacillariophyceae familyasından sulara hoş olmayan tat ve koku veren synedra sp. ve Asterionella sp. gibi alglerin ilkbahar aylarında yoğunluğu artmaktadır. Aynı zamanda filtre tıkayıcı özellikleri olan bu algler arıtma tesislerinde filtrasyon problemlerine yol açmaktadır. ( Sayfa 213)

• Mikrobiyolojik ölçüm sonuçları da Hirfanlı ve Kesikköprü barajları sularının bakteriyolojik açıdan kıta içi II.sınıf su kalitesinde olduğu ve içmesuyu olarak kullanılamayacağını göstermektedir. ( Sayfa 213)

• Ankara için içme ve kullanma suyu planlamalarında bu durumlar göz önene alınarak varsa Kızılırmak dışındaki seçeneklerin tekrar değerlendirilmesi yararlı görülmektedir. ( Sayfa 213 )

Uzmanlardan aldığımız bilgilere göre;

• Kimyasal, biyolojik ve mikrobiyolojik yönden yüksek kirlilik oranına sahip olan Kızılırmak suyu ya da Kesik köprü Baraj suyu İvedik Arıtma Tesislerinde arıtılamaz. Tesisler bu suyu arıtabilecek özellikte değildir.

• Ankara’ya Kesik Köprü’den gelecek olan su İvedik Arıtma Tesislerini bozacaktır. Sistemin bozulması başka sorunlara yol açacak ve Ankara’ya daha kötü su verilmesine neden olunacaktır.

• Kesik Köprü Baraj suyu Ankara’ya geldiğinde İvedik Arıtma Tesislerinde kullanılacak olan klor oranı artırılacağından özellikle tesise yakın olan yerlerdeki tüketiciler klor oranı yüksek olan sudan sağlık açısından daha çok etkileneceklerdir. Çünkü fazla klor kanserojen etkiye neden olmaktadır.

• Suyun sertliği giderilemeyeceğinden, sert su nedeniyle sabun, deterjan sarfiyatı artacaktır. Su tesisatları ve sistemleri kısa sürede kireç taşı bağlamasıyla boru kesitleri daralacaktır.

• Yüksek teknoloji gerektiren arıtma sistemleri çok pahalıdır ve 1 yıldan önce de bu sistemin kurulması ve işletilmesi mümkün değildir.

• Yüksek teknolojiye sahip arıtma sisteminin kullanılması durumunda su fiyatları artacağından tüketiciler zarara uğrayacaktır. Bu durumda dar gelirli yoksul tüketiciler suya ulaşamayacaklardır.

• Tüketiciler Kızılırmak suyunu içme suyu olarak kullanamayacağı için damacana ve diğer sulara yönelerek ekonomik zarara uğrayacaklardır. Bu sorun hazır su pazarını büyüterek tüketiciler soyulacaktır.

Biz Başkentli tüketicilerin sağlıklı,sürekli ve kesintisiz, ucuz ( yoksul ve dar gelirlilere ise ücretsiz) su kullanma hakkımız vardır.

Kullandığımız ve kullanacağımız suyun özellikleri hakkında da tam ve eksiksiz olarak bilgilenme hakkımız vardır.

Bu haklarımıza saygı gösterilmesini, soruna hükümetin ivedilikle el koyarak çözüm getirmesini bekliyoruz.


Turhan ÇAKAR
Genel Başkan