Bir önceki sayfaya geri dönmek için buraya tıklayın! Sayfayı yazdırmak için tıklayın!
 
 

07.08.2006

BASIN AÇIKLAMASI
BASINA VE KAMUOYUNA

 

Enerji Politikaları

TÜKETİCİLER YANLIŞ ENERJİ POLİTİKALARINA KURBAN EDİLDİ.

ASGARİ ÜCRET ALAN İŞÇİ, GELİRİNİN DÖRTTE BİRİNİ (1/4) ZAMLI DOĞALGAZ VE ELEKTRİĞE VERECEK.

ENERJİYİ ÖZEL SEKTÖRE EMANET ETMEK, TÜKETİCİYİ KURDA TESLİM ETMEKLE ETHDEĞERDİR.

ENERJİDE DARBOĞAZ ÖZELLEŞTİRME İLE DEĞİL, KAMULAŞTIRMA İLE AŞILIR.
 


Ülkemizde bir aydan beri elektrik ve doğalgaz konusunda yaşanan sıkıntıların, kesintilerin ve zammın nedeni kamu yararına ve tüketici haklarına aykırı olarak uygulanan yanlış enerji politikalarıdır. Kendi doğal enerji kaynaklarını devredışı bırakarak elektrik üretimini ve ısınmasını çok yüksek oranda işal doğalgaza dayalı duruma getirip ülkesini ve tüketicisini sıkıntıdan sıkıntıya sokan, zarara uğratan hiçbir ülke yönetimi Türkiyedeki gibi olmamıştır. Nitekim, Hazine Müsteşarlığı Kit Genel Müdürlüğünün Nisan 2003 tarihli raporunda; al yada öde kapsamındaki (17) yıllık dönemde (2003-2019) Hazineye gelecek ek yükün, gerek doğalgazdaki arz fazlası nedeniyle gerekse bu yıllardaki doğalgaz finasman açığı nedeniyle 33 milyar dolar olacağı belirtilmiştir. Bununla birlikte, Türkiyedeki tüm kamu harcamalarını denetleyen Sayıştay, Yap-işlet Devret modeliyle yapılan özel sektör enerji santrallerinin 2-3 milyar dolar kamu zararına neden olduğunu belirlemiştir. Ayrıca, doğalgaz alımında kullanılan formüle ilişkin 2003 yılında değişiklik görüşmeleri yapılırken; Türkiyede kullanılmayan gazoilin formüldeki payı (2) kat arttırılmıştır. Böyle olunca, doğalgazın işal fiyatında % 15 etkisi olan gazoilin bu etkisi % 30’a çıkmış ve doğalgazın işal fiyatının daha da artmasına neden olmuştur. Diğer taraftan, kurulu elektrik kapasitesinin % 58’i kamuda, % 42’si özel sektörde olduğu halde, 2006 yılının ilk beş ayında üretilen elektriğin (69,856952354 kwh) % 52,8’ini (36,890,940,330 kwh.) özel sektör, % 47.2’sini (32.966.012.020 kwh) kamu sektörü üretmiştir. Yani, tüketicilerden gizlenen “ya al yada öde “ anlaşmalarıyla özel firmaların ürettiği elektriği alma zorunluluğu doğmuş, kamu santrallarının düşük kapasite ile çalışmasına neden olunarak maliyetlerinin yükselmesine yol açılmıştır. Öte yandan, otoprodüktörler, asıl kendi yada ortaklarına gereksinimlerini karşılamak üzere kuruldukları halde,devletin fazla elektrik alma zorunluluğu yokken kamuya elektrik satma yoluna giderek sorun yaratmaktadırlar. Öyle ki, kamudan ucuza aldıkları elektriği aynı kamuya pahalıya satarak hem kar etmekte hem de elektriği çektikleri sistemlerin arızaya geçmesine yol açarak elektrik kesintilerine neden olmakta, tüketicileri ve kamuyu zarara uğratmaktadırlar. Garanti Yatırımın 12 Eylül 2002 tarihli “ Turkish Electricity Sector” Raporundaki verilere göre; kamu hidrolik santralarından elde edilen elektriğin 1 kwh’i 0,4 cent, termik santrallerinden elde edilen elektriğin 1 kwh’i 3 cent iken, kamunun özel sektör kuruluşlarından aldığı elektriğin fiyatı 2-3 kat daha yüksektir. Devletin özel sektörden 3 kat daha pahalıya aldığı elektrik nedeniyle, tüketiciler ve sanayi kuruluşlar, dünyanın en pahalı elektriğini tüketmek zorunlu bırakılırken, bunun faturasını tüketiciler ve devlet üstlenmektedir. Çünkü, tüketiciler ısınmada, aydınlatmada, mutfakta ve temizlikte pahalı enerji kullanırken aynı zamanda pahalı elektrikle üretilen sanayi malını pahalıya almak zorunda bırakılmaktadır. Referans Ekopolitika’da 25.07.2006 tarihinde yayımlanan tabloya göre; sanayi elektriğinde Türkiye, OECD’ de en pahalı üçüncü ülke iken, konut elektriğinde ise ucuzluk sıralamasında 10. sırada görülmesine karşın, Türkiye ile OECD ülkelerinin ulusal gelirlerini ve ücretlerini karşılaştırdığımızda Türkiye’nin, değil OECD’nin, dünyanın en pahalı elektriğini kullanan ülke olduğunu söylemek yanlış olmaz. Çünkü; OECD ülkelerindeki en düşük ücret alan kişinin enerji giderleri aylık gelirinin 20 yada 30’ da biri iken , Türkiyede asgari ücret alan bir işçinin son doğalgaz zammı ile doğalgaz ve elektrik giderleri aylık gelirinin dörtte birini (1/4) oluşturmaktadır. Enerji, en temel, en zorunlu ve stratejik bir kamusal hizmettir. Isınma ile aydınlatma , temizlik ve mutfakta kullanılan enerjjnin ucuz, kesintisiz (sürekli) düzenli ve güvenli olarak kullanılması ve karşılanması hakkı tüketicinin en temel haklarındandır. Bunun için enerji hizmetini özel sektörün değil, kamunun sağlaması bir zorunluluktur, anayasal bir görev ve sorumluluktur. Özelleştirme, elektrik sektörünün doğasına aykırıdır. Çünkü, elektrik sektörü doğal tekel konumundadır ve rekabete uygun değildir. Elektrikte özelleştirme yapılan bütün ülkelerde sıkıntılar yaşanmaktadır.Özel sektörce yatırımlar yapılmamakta ve arz güvenliği tehlikeye girmektedir. Elektrik sektöründe arz kapasitesinin yüksek olması özel sektörün işine gelmiyor. Tam tersine, arz kapasitesinin yeterli olmayıp talebin yükselmesi durumunda yüksek fiyatlarla elektrik satmak özel sektör için çok daha karlıdır. Özel sektör, sürekli sıkıntı olsun ister, yani arz yetersizliği olsun ister. AB’de elektrik piyasasının % 70’inden fazlası 7 şirketin elindedir. Burada rekabet değil, tekelleşme olmuştur. Elektrik üreten şirketler ile elektrik tedarik eden şirketler AB’de birleşmiştir, yani entegrasyon olmuştur. Bunun neresi serbest piyasa! Ülkemizde de aynı sonuçla karşılaşmamız kaçınılmazdır. Elektrik piyasasındaki özel firmaların piyasa hakimiyetlerini kötüye kullanma olasılığı her zaman vardır. Örneğin; ABD’de enrom elektrik şirketinin yolsuzluğu gibi. Durum böyleyken ve özelleştirmelerin yarattığı sonuçlar ortada iken. Enerji Bakanı. Sayın Hilmi GÜLER, kamunun elindeki 60 elektrik santrali ile barajların özelleşmesi için gerekli çalışmaları başlattığını söylüyor. Ateşle oynuyorlar Göz göre göre Türkiyenin ve tüketicilerin geleceğini tehlikeye ve karanlığa attıklarının farkında değiller mi? Tüketici Hakları Derneği ve tüketici olarak diyoruz ki;

İşal enerji yerine kendi doğal kaynaklarımızın en etkin şekilde kullanılacağı bir enerji politikası uygulansın.
Enerjide darboğazın aşılabilmesi için özelleştirmelere son verilsin. Mevcut özel enerji firmaları kamulaştırılsın.
Tüketicilere ucuz, sürekli (kesintisiz) düzenli ve güvenli enerji sağlansın.

Tüketici Hakları Derneği
Merkez Yönetim Kurulu