Helal Gıda – Haram Gıda Tartışmaları Tüketici Haklarına Aykırı Olup,
Gıda Sektörünü Kaosa Sürükleyecektir.
Ülkemizde bugünlerde helal gıda – haram gıda ayrımına neden olan
tartışmalar yoğun bir şekilde devam etmektedir.
Bu konu, birkaç yıl önce yapılan İslam Ülkeleri Konferansında karar almak
üzere Malezya tarafından gündeme getirilmiş ise Türkiye bu kararı paraf
etmemiş olup, konu ülkemizde tartışmaya açılmamıştır.
Ancak, bilindiği üzere, bu konu son günlerde yoğun bir şekilde tartışmaya
açılmış olup yeşil sermayeye bağlı bir çok firma şimdiden bu konuda helal
gıda – haram gıda gibi gıda ayrımına ilişkin faaliyetlerini artırmıştır.
Zaten, Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca büyük bir karmaşa içerisinde
yürütülmeye çalışılan gıda mevzuatına ilişkin çalışmalar, helal gıda
haram gıda tartışma ve girişimleriyle, iyice içinden çıkılamayacak şekilde
kaosa ve yetki karmaşasına sürüklenecektir.
Yapılmakta olan bu tartışmalar, nüfusun çoğunluğu Müslüman olan ülkemizde
şimdiye kadar tüketmiş olduğumuz her türlü gıdanın adeta haram olduğunu
düşündürmektedir.
Böyle bir sınıflamanın zaten karmaşa içinde olan gıda sektöründe çok daha
büyük sorunları beraberinde getireceği açıktır.
5179 Sayılı Gıda Yasası’na rağmen tüketiciye sunulan gıdaların üretiminde
gerekli hijyenik koşulların sağlanmasında büyük zorluklarla
karşılaşılmakta iken helal gıda – haram gıda girişimlerinin ( HACCP) ve (
ISO 2000 – 2001) gıda güvenliği yönetim sistemleri ile gıda güvenliği
açısından çelişki yaratacağı görülmektedir.
5179 Sayılı Kanun gereğince, gıdanın içinde yer alan maddelerin gıda
etiketinin üzerinde belirtilmesi zorunludur. Burada, mevzuatta bir
düzenleme yapılarak gıda içine konulan maddelerin elde edildikleri
hammaddelerin belirtilmesi tüketicinin seçme hakkını kullanmasını
sağlayacaktır. Örneğin, gıda içinde jelatin varsa, jelatinin sığır yada
domuzdan veya bir başka kaynaktan elde edildiği yazılı ise, tüketici
tercihini buna göre yapabilecektir. Bunun gibi örnekleri çoğaltabiliriz.
Kaldı ki bu tür uygulamalar, şu anda, bazı firmalar tarafından yerine
getirilmektedir.
Bunun yanı sıra “ Gıda Güvenliği Yönetim Sistemleri” açısından
yetkilendirilmiş kuruluşların vermiş oldukları HACCP ve ISO belgelerinin,
gerçeği yansıttığı konusunda şüphelerimiz var iken, aynı sorunların helal
gıda – haram gıda etiketi verecek olan sözüm ona yetkilendirilmiş
kuruluşlarında hangi ciddiyetle çalışacakları tartışmalıdır. “Helal Gıda”
etiketi ve izni verilmeyen ürünleri haram gıda mı sayacağız ? yada sahte
“Helal Gıda” etiketli ürünleri nasıl ayırt edeceğiz ? “Helal Gıda” etiketi
olan firmaların ürünleri sağlık ve hijyenik koşullara, 5179 Sayılı Gıda
Kanununa ne kadar uygun olacak ? Bu ve benzeri soruları çoğaltabiliriz.
Dış ticaret amaçlı olarak, gıdanın içeriğine ilişkin özel bir açıklama
gerektiği durumlarda da ürün ile ilgili talep edilen özellikleri içeren
resmi belgeler ve raporlar bu konuda yetkili kuruluş olan Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı tarafından verilmektedir.
Sonuç olarak, 5179 Sayılı Gıda Kanunu ve bu Kanun gereği uygulamaya giren
HACCP ve ISO 2000-2001 belgeleri tükettiğimiz gıdalar için sağlığa zararlı
olmadığı yani hijyenik olduğu güvencesini vermektedir.
Bu durumda, gıdaları helal gıda- haram gıda diye sınıflandırmak hem
bilimsel gerçeklere ve hem de tüketici ve insan haklarına aykırı bir durum
olup bu yanlış girişimden dönülmesini, mevcut gıda mevzuatının etkin
şekilde uygulanmasını beklemekte ve istemekteyiz.
Evrensel tüketici hakları olan tüketicinin bilgilenme hakkı sağlık ve
güvenlik hakkı ile 5179 Sayılı Gıda Kanununa uygun olarak etiket üzerinde
gıdanın içeriğinde ne olduğunun eksiksiz ve doğru olarak yazılması,
gıdaların sağlık ve hijyenik koşullara uygun olarak üretilmesi sorunun
çözümü olacaktır.
Turhan ÇAKAR
Genel Başkan |