BASIN AÇIKLAMASI

  • Sağlıklı gıdaya erişim bir haktır;
  • Hiçbir çocuğun aç kalmasın,
  • Hiçbir çocuğun okula susuz kalması, ücretsiz olarak sağlansın.
  • Hiçbir annenin çaresiz hissetmesin,
  • Yoksullukla mücadele bireysel çabalarla çözülemez

Adalet Sofradan Başlar

16 Ekim “Dünya Gıda Günü”, 17 Ekim ise “Dünya Yoksullukla Mücadele Günü” olarak anılmaktadır. Ne var ki Türkiye’de milyonlarca yurttaş açlık ve yoksulluk sınırında yaşadığı için bu günler kutlama değil, gerçeğin acı yüzünün hatırlatılmasıdır.

Sofralar her geçen gün küçülüyor, tencereler boş kalıyor. Milyonlarca yurttaş; işsizler, sabit gelirli işçi ve memurlar, açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor. Çocuklar sabah uykusuz ve aç, aileler kaygı içinde tencerelerini doldurmaya çalışıyor. Temel gıda, sağlık ve barınma ihtiyaçları karşılanamıyor; kentte veya kırsalda fark etmiyor, yoksulluk her yerde insanları sarıyor. Eşitsiz gelir dağılımı, yetersiz sosyal destek mekanizmaları ve ekonomik güçsüzlük, insanların hak ettiği güvenli ve onurlu yaşamı ellerinden alıyor. Her bir aç karnın ardında bir umut kırıklığı, her dolmamış tencere ardında bir çaresizlik hikayesi var.

Çocuklar açsa, anneler çaresizse, yoksulluk her geçen gün artıyorsa, emekçiler kazandığıyla doyamıyorsa; o ülkede refah, adalet ve eşitlikten söz edilemez. Yoksullukla mücadele bireysel çabalarla çözülemez; adil gelir dağılımı, kamusal destek politikaları ve ücretsiz, sağlıklı gıda erişimi somut sosyal politikalarla mümkündür. Sosyal devletin sorumluluğu bunu gerektir.

Çözüm Önerilerimiz:

  • Eşitsizlikle mücadele için gelir dağılımı adil hâle getirilmeli, düşük gelirli ailelere düzenli sosyal destek sağlanmalıdır.
  • Okullarda her çocuğa ücretsiz, sağlıklı ve besleyici öğün sağlanmalıdır.
  • Okullarda temiz ve içilebilir su ücretsiz verilmelidir; hiçbir çocuk susuz kalmamalıdır.
  • Halk, sağlıklı beslenme, gıda hakları ve sosyal sorumluluk konusunda bilinçlendirilmeli; toplum dayanışması güçlendirilmelidir.
  • Yerel üretimi destekleyerek, sağlıklı ve erişilebilir gıda hakkı tüm yurttaşlar için güvence altına alınmalıdır.
  • Üretici ve tüketici kooperatifleri desteklenmeli, gıda zinciri kamusal denetim altına alınmalıdır.
  • Tarımsal üretim ve denetim yalnız piyasaya değil, toplumun yaşam hakkına göre düzenlenmelidir.

Sofrada adalet yoksa toplumda huzur olmaz. Eşitlik mutfakta hissedilir, refah ise çocukların tok uyuduğu evlerde yaşanır. Sağlıklı gıdaya erişim bir haktır; bu hakkı herkese eşit biçimde sunmak sosyal devletin görevidir.

Her yurttaşın onurlu, sağlıklı ve eşit bir yaşam sürdüğü kamucu bir refah toplumu için mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz

Ergün Kılıç
Tüketici Hakları Derneği
Genel Başkanı

İletişim; 05326740110


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir