Halkımızın Sağlığı GDO Lobilerine Teslim
Bileşiminde Tüketici Hakları Derneği, Ziraat Mühendisleri Odası, Ekolojik
Kolektifi, Gıda Mühendisleri Odası gibi 50 dolayında demokratik kitle
örgütü tarafından oluşturulan GDO’ya Hayır Platformu tarafından 15 Ağustos
2010 Pazar günü bir basın toplantısı yapılmıştır.
Basın Toplantısının konusu, Ekim 2009 tarihinde çıkarılan GDO
Yönetmeliğine göre kurulan Bilimsel Komite’nin 32 çeşit GDO’nun ülkemize
girmesine izin vermesiydi!..
GDO’ya Hayır Platformu’nun yapmış olduğu Basın Açıklaması, aşağıda
okurlarımızın görüşlerine sunulmuştur.
GDO’LU 32 ÜRÜNE İNCELEME YAPILMADAN İZİN VERİLDİ!
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, yap-boz alanına çevirdiği genetiği
değiştirilmiş ürünler konusunda 13 Ağustos 2010 tarihinde iki yeni
yönetmelik çıkarmıştır. Biyogüvenlik Yasası uyarınca hazırlanan
yönetmeliklerden ilki Biyogüvenlik Kurulu ve komitelerin çalışma usul ve
esaslarını belirlemekte, diğeri ise GDO konusunda eski yönetmeliği
yürürlükten kaldırarak yeni çerçeve çizmektedir. Her iki Yönetmeliğin de
yürürlüğe giriş tarihi, 18 Mart 2010 tarihinde TBMM’de kabul edilen 5977
sayılı Biyogüvenlik Kanunu’nda olduğu gibi, 26 Eylül 2010’dur.
Biyogüvenlik Yasası’nın 16. maddesine göre söz konusu yönetmeliklerin,
Kanunun yayınlandığı 26.3.2010 tarihinden itibaren en geç üç ay içerisinde
çıkarılması gerekiyordu. Bakanlık bu yönetmelikleri 2 ay geciktirdiği
gibi, ortaya çıkan yasal boşlukta adı Bilimsel (!) olan ama bilime uygun
kararlar vermekten çok uzak olan Komite aracılığıyla da, 32 çeşit GDO’nun
ülkemize girmesine izin vermiştir.
Bakanlık tarafından Ekim 2009’da çıkarılan ve 6 ay içinde 3 kez
değiştirilen GDO Yönetmeliğine göre kurulan “Bilimsel Komite” bugüne
kadar, 16 mısır, 3 soya, 3 kolza, 1 şekerpancarı, 1 patates, 6 pamuk, 1
maya ve 1 bakteri biyokütlesinin kullanımının “insan ve hayvan sağlığı
açısından istenmeyen bir etki oluşturmayacağına” karar vermiştir.
GDO’ların yem ve gıda (taze, konserve, un, irmik ve mamulleri gibi
doğrudan tüketim dışında) kullanıldığında herhangi bir risk
oluşturmayacağı kanısına varan Komite, sadece T25 kodlu GDO’lu mısıra izin
vermemiştir.
Hiçbir bilimsel araştırma, sosyo ekonomik değerlendirme ve risk
değerlendirmesi yapmayan Bilimsel Komite, karar verirken sadece, “Avrupa
Birliği’nde tüketime uygun olduğuna dair onaylanmış gen olması” koşulunu
dikkate almaktadır. Yalnızca bu durum dahi, adı bilimsel olan komitenin ne
denli bilimsellikten uzak çalıştığını adeta kanıtlamaktadır. Çünkü
Türkiye’nin beslenme alışkanlıkları ve halkın sofrasında yer alan ürünler
ile bu ürünlerin tüketilme sıklıkları – miktarları, AB ülkelerinden önemli
ölçüde farklıdır. Bu farklılıklar nedeniyle, AB otoritesinin
değerlendirmesi Türkiye için geçerli olamaz, buna ilişkin kararlar
bilimsel olmaktan uzaktır.
Kaldı ki, “Bilimsel Komite”nin kararlarına dayanak yaptığı Avrupa Gıda
Güvenliği Otoritesi (EFSA)’nin değerlendirmeleri, çoğunlukla biyoteknoloji
şirketlerinin gerçekleştirdikleri çalışmalar üzerinden yapıldığı için
Avrupa yurttaşları ve bilim insanları tarafından artan ölçüde
sorgulanmaktadır.
TÜRKİYE GDO’LU ÜRÜNLERİN İTHALAT MERKEZİNE DÖNÜŞÜYOR!..
Biyogüvenlik Yasası’na göre, GDO veya ürünlerinin ithalatı, ihracatı,
deneysel amaçlı serbest bırakılması, piyasaya sürülmesi ve kullanımına
izin verilebilmesi için öncelikle bilimsel esaslara göre risk
değerlendirmesi ve sosyo-ekonomik değerlendirme yapılması gerekmektedir.
GDO’lu ürün için yapılan başvurular Biyogüvenlik Kurulu tarafından
değerlendirilecektir. Başvuruda verilen bilgilerin yetersiz görülmesi
durumunda başvuru sahibinden yeniden deney, test, analiz ve araştırma
yapılması talep edilecektir. Risk değerlendirmesinde de laboratuvar, sera
ve tarla testlerini içeren alan denemeleri ile gıda analizleri, toksisite
ve alerji testleri yanında gerekli görülen diğer testlerin sonuçlarının
verilmesi ve risk yönetim planının hazırlanması zorunludur.
Biyogüvenlik Yasasının “denetleme” görevini böylesine kapsamlı bir şekilde
düzenlemesine karşın, Bakanlık yasa yürürlüğe girmeden önce, Bilimsel
Komite aracılığıyla adeta yangından mal kaçırırcasına GDO’lu ürünlere
serbestlik tanımıştır.
Bu durum, Türkiye’yi bir GDO’lu ürün ithalat merkezine dönüştürmekte,
Türkiye’de bu ürünleri ikame edecek ürünleri üreten üretici ve sanayici
adeta cezalandırılmaktadır. Buna en açık örnek ise, ülkemizin buğday,
mısır ve yağlı tohumlarının yan ürünleri olan küspe ve kepek yerine,
ABD’den ithalatı yapılan GDO’lu DDGS (damıtma küspesi) ve mısır nişastası
yan ürünü olan mısır grizidir. Türkiye yılda 1 milyon tona yakın DDGS ve
mısır grizini GDO’lu olarak ithal edip yem rasyonlarında kullanıyor;
böylece kendi kepek ve küspemiz elde kalırken ABD’nin GDO’lu yan ürünleri
Türkiye’yi dolduruyor. Bu durum, GDO lobisinin, “Türkiye yeterli soya ve
mısır üretemediği için GDO’lu yem hammaddesi ithal etmek zorunda
kalıyoruz” söylemlerinin de ne denli gerçeğe aykırı olduğunu ortaya
koymaktadır. Avrupa Birliği’nin bu tür ithalatı sıfırlamaya yakın bir
noktaya getirmesine karşın, Türkiye’nin ithalatının füze gibi fırlaması,
ekonomi ve sağlık alanında kamu yararına aykırı uygulamaların ülkemizde
nasıl yaygınlaştığının açık göstergesidir.
Sonuç olarak Komite, GDO’ların ülkemize girmesi için bir araç haline
dönüştürülmüştür. Yasa ve Yönetmelik uygulamaları da benzer sonuçlar
doğuracaktır. Türkiye’ye 10 yıldan fazla süre boyunca GDO’lu ürünlerin
girmesini sadece seyreden, son bir yılda ise bu olaya hukuki meşruiyet
kazandırma peşinde koşan Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, insan yaşamı, bitki
ve hayvan varlığımız, genetik kaynaklarımız ve gıda güvenliğimizi büyük
riskler altına itmektedir.
Kasım 2009’da ilk yönetmelik yayınladıktan sonra, “GDO’lu ürünler zararlı,
ülkeye girişini engellemek için düzenleme yaptık” diyen Tarım Bakanı’na
bir kez daha soruyoruz: Aradan geçen zaman diliminde ne değişti de, GDO’lu
ürünlere izin verdiniz?
GDO’ya Hayır Platformu olarak Bilimsel Komite kararlarının iptal edilmesi
için gerekli yasal girişimleri başlatacağımızı kamuoyuna duyururuz.
Lobilerin Komiteleri varsa, halkın da mühendisleri, avukatları, bilim ve
meslek insanları var…
Turhan ÇAKAR
Tüketici Hakları Derneği
Genel Başkanı |