Telekomünikasyon Hizmetlerinde Tarife
Karışıklığı ve Mesaj Dolandırıcılığı
GSM şirketlerinin reklâmlarında örneğin, evden eve ya da uluslar arası
görüşmelerde şu kadar kuruş şeklinde spot cümleler kullanılıyor. Ancak, bu
tür fiyatların en alt dilim olduğu, üst dilim fiyatlarının ve bu fiyattan
çok daha yüksek olduğuna ilişkin Tüketici Hakları Derneği’ne yazılı ya da
sözlü birçok şikâyet gelmektedir. Bu tür reklamlarda KDV dahil deniliyor,
ancak, daha sonra faturalara ÖTV ve abonelik vs.. gibi ücretler ekleniyor.
Örneğin, dakikası en fazla 9 kuruş deniliyor. Her şey dahil 10.6 kuruşa
çıkıyor. Faturalarda hizmetin süresi ve süreye göre hesaplanan bedel
açıkça belirtilmek zorundadır. Vergi Usul Kanunu, madde 230 Tüketici,
ayrıntısı belirtilmeyen toplam sürelerden yola çıkılarak düzenlenen
faturalara güvenmek zorunda değildir. Zaten bir güven eksikliği olduğu
Tüketici Hakları Derneğine gelen şikayetlerden de açıkça anlaşılmaktadır.
Tüketici, faturalarda görüşmenin başlama ve bitiş zamanları ile
karşılığında tahakkuk eden ücreti açıkça görülebilmelidir. Tüketicinin,
faturadaki ücretin doğruluğunu kontrol edip anlayabilmesi için faturanın
eksiksiz ve anlaşılır bir şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Sabit
hatlarda görüşmelerin %80’i şehiriçi olmasına karşın, abone bu görüşmeleri
faturada görüp kontrol edememektedir.
Özellikle, GSM işletmelerinin tarifeleri tüketiciler tarafından
kıyaslanamaz bir hale getirilmiştir. Bu şirketlerin çeşitli tarife
paketleri ve kampanyalarıyla birlikte fiyat listeleri de son derece
değişik ve karmaşık hale getirilmiştir. Tüketicilerin “hangi tarife
paketi, hangi kampanya daha ekonomiktir” diye bir karşılaştırma yaparak
kendisine uygun olanını seçmesi olanaklı değildir.
İşletmelerin gelirlerinin önemli bölümü hatalı tarife paketi seçimlerinden
kaynaklanıyor. Bu tarife paketleri de şirketlerin keyfince sık sık
tüketiciler aleyhine değiştirilmektedir.
TARİFE KARIŞIKLIĞININ BAŞ NEDENİ: KONTÖR KARMAŞASI
Öncelikle kontör nedir, biliyor muyuz ? Her GSM şirketinin kontörlü
paketlerinde ve kampanyalarında farklı farklı kontör uygulamaları vardır.
Yani, kontörün standart bir tanımı ve açıklaması yoktur. Eski telefon
santrallarında görüşme süresine göre, her periyotta bir numara atarmış,
buna da kontör demişler. Sonra gelişmiş santrallarda 12 khz bir
ücretlendirme sinyali geldikçe bir birim ücretle çarpılarak faturalandırma
yapılır hale geldi. Görüşmenin uzaklığı arttıkça gelen sinyalin sıklığı da
artardı.
Oysa şimdiki, GSM şirketlerinin uygulamalarında görüşme başladığı anda bir
kontörünüz gidiyor. Ama, cebinizden kaç para çıkıyor, belli değil. Çünkü,
kontörün belirlenmiş açık ve net bir fiyatı yok. Aranılan yöne, konuşma
süresine ve alınan paketlere göre sürekli değişkenlik gösteriyor. Bu
nedenle, tüketiciler, reklâmlarda çok kolay yanılabiliyorlar.
Eğer, bir kontörün süresi ve bu sürenin kaç kuruş olduğu açıkça
belirtilmiş olsaydı, tüketiciler kaç kontör harcadıklarını ve yaptıkları
görüşmelerin karşılığı ile faturanın toplam bedelinin ne kadar TL olduğunu
kolayca anlayabilir ve hesabını yanılmadan doğru bir şekilde
yapabilirlerdi.
GSM şirketlerinin paketlerinde ki kontör karmaşasına örnek verelim:
kuruş/dakika, TL./dakika, 10kuruş/4 dakika, 5 kontör/dakika,
10kontör/5dakika bu bilmeceyi ve karmaşayı hangi tüketici çözebilir? Hangi
paketin daha ekonomik olduğunu anlayabilir?
Telefonla konuşurken tüketicilerin en çok aldatıldığı konulardan birisi
kontör atım süreleridir. Varsayalım ki, dakikası 1 kontör tarifesinden
ücretlendiriliyorsunuz. Görüşmeye başladığımız anda 1 kontör parası
cebinizden çıkmıştır. Diyelim ki, 61 saniyede görüşmeyi sonlandırdınız. 2
kontörü de yemiş oluyorsunuz. Oysa ki, ödediğiniz ücretle 59 saniye
görüşme hakkınız olması gerekirdi. İşletmeler, bu alacağınızı vermeye
hiçbir zaman yanaşmamaktadırlar.
TARİFE KARMAŞASINA ÇÖZÜM: SANİYE UYGULAMASI
Tarife karmaşasına çözüm için yapılması gereken şudur: derhal saniye
uygulamasına geçilmeli, kim kaç saniye görüşüyorsa, birim ücretle
çarpılarak görüşme tutarı belirlenmelidir. Bu yöntemle tüketiciler,
yaptıkları görüşmelere ne kadar para ödeyeceklerini, düzenlenen
faturaların ise doğru mu, yanlış mı düzenlediğini kolaylıkla
anlayabilirler.
Şimdiki durumda, ayrıntılı faturalar bile kontör karmaşası - bilmecesi
nedeniyle tüketiciler tarafından doğru şekilde anlaşılamamaktadır.
İşletmecilerin istediği de zaten budur. Eğer, görüşmeler saniye bazında
olsaydı, o zaman gerçek fiyatlar ortaya çıkardı. Fakat, ne yazık ki, gelen
şikayetlere bakıldığında, tüketicilerin çoğunun bu konunun farkında bile
olmadıklarını ortaya koymaktadır.
Konuya Bilgi Teknoloji ve İletişim Kurumu bir yönetmelik çıkararak ya da
Telekomünikasyon Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliğine bu konuda
hükümler koyarak çözüm getirebillir.
CEP TELEFONLARIYLA MESAJ DOLANDIRICILIĞI
Özellikle de GSM şirketleriyle anlaşan aracı firmalar tarafından çeşitli
konulardaki ticari amaçlı üyelikler için tüketicilere, “….. konusunda
üyeliği kabul etmiyorsanız, hayır yazıp ……. numaraya gönderin” şeklinde
bir mesaj gönderilip tüketiciler tuzağa düşürülmektedir. Şöyle ki;
tüketici, eğer, mesajda belirtildiği gibi hayır yazıp belirtilen numaraya
cevap vermiyorsa, tüketici üye olarak kabul edilip, üyelik koşullarına
göre borçlandırılmaktadır. Ancak, tüketiciler gönderilen bu mesajlarda,
uyarılmamakta ve bilgilendirilmemektedirler. Tüketicilere her ay fatura
gönderilerek üyelik aidatı kesilmesi yoluna gidilmektedir. Tabi ki GSM
şirketleri de belli bir pay almaktadır.
ÇÖZÜM: BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE İLETİŞİM KURUMUNUN
GÖREV VE SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİRMESİDİR
Gerek tarife karışıklığı gerekse de cep telefonlarıyla mesaj göndererek
tüketicilerin istekleri dışında abone olmalarını engelleyebilmek için
başta yasal boşlukların giderilmesi ve var olan yasal hükümlerin etkin bir
şekilde uygulanması gerekmektedir. Bu konuda, yasal ve idari sorumluluk
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunundur. Görülüyor ki, Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurumu gerekli ve yeterli yasal önlemleri
yeterince almamıştır.
GSM şirketleriyle GSM şirketlerinin işbirliği yaptığı aracı şirketlerin
Telekomünikasyon Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği’ne uygun
davranışta bulunmalarının sağlama ve Yönetmeliğe uymayan firmalar hakkında
gerekli soruşturma ve idari önlemleri alma konusunda Bilgi Teknolojileri
ve İletişim Kurumu'nun görevini yapmadığı ortadadır.
Görülüyor ki, yasal eksiklik olmakla birlikte, asıl sorun idari’dir.
İdarenin gerekli, yeterli ve etkin önlem almamasıdır.
Bu nedenle Tüketici Hakları Derneği olarak tüketiciler adına Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurumuna çağrıda bulunuyoruz: Görevinizi ve
sorumluluğunuzu tam olarak yerine getiriniz. Gerekli idari önlemleri
uygulayınız. Tüketicilerin aldatılmasına, yanıltılmasına göz yummayınız.
Bu yazının hazırlanmasında en büyük emeği geçen Tüketici Hakları Derneği
Yenimahalle Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda Yenimahalle
Tüketici Sorunları Hakem Heyeti temsilcisi, bilişim teknolojileri uzmanı
Ahmet YURTSEVEN’e çok teşekkür ederim.23.10.2009
Turhan ÇAKAR
Tüketici Hakları Derneği
Genel Başkanı |