Tüketime ve Kullanıma Sunulan Ürünlerde
Tüketicinin Sağlık ve Güvenlik Hakkı Ülkemizdeki Yasal Durum ve
Uygulamalar
Birleşmiş Millet Genel Kurulunda, o zamanki adıyla Uluslar arası Tüketici
Birlikleri Örgütü ( IOCU), şimdiki adıyla Uluslararası Tüketiciler (CI)
örgütünün önerisi ile 9 Nisan 1985 tarihinde oybirliği ile kabul edilen
tüketiciyi koruma ilkelerinin ( Evrensel Tüketici Hakları) arasında
tüketicilerin sağlık ve güvenlik hakkı yer almaktadır.
Sağlık ve güvenlik hakkı denilince; tüketiciler tarafından satın alınan
her çeşit mal ve hizmetin üretim, dağıtım ve kullanılması sırasında
karşılaşılan risklere ve tehlikelere karşı alınan yasal, idari, teknik
önlemler ve uygulamalardır.
Ülkemizde, tüketicinin sağlık ve güvenliğini ilgilendiren bir çok kanun ve
ilgili kanunlar kapsamında yayımlanan yönetmelikler bulunmakla birlikte,
uygulama ve denetim eksikliği nedeniyle tüketicilerin sağlık ve güvenliği
risk ve tehlike altında bulunmaktadır.
Gerek yerli gerekse ithal olsun patlayan televizyonlar, düdüklü
tencereler, cep telefonları; imalat ve tasarım hatalı şehirlerarası yolcu
otobüsleri, sağlıksız gıda maddeleri, fren sistemi güvenlik kurallarına
uygun olmayan otomobiller, çocukların güvenliğini ve sağlığını riske sokan
oyuncaklar, sağlığa aykırı kozmetik ürünleri, yasaklanmış boyar madde ile
boyanmış kumaştan yapılan giysiler, güvenliğe ve sağlığa aykırı çeşitli
elektrikli cihazlar piyasada tüketicilere satılmaya devam etmektedir.
EVRENSEL TÜKETİCİ HAKLARI KAPSAMINDA ÜRÜN GÜVENLİĞİ
Türkiye’nin de imza atmış olduğu evrensel tüketici haklarından olan
tüketicinin sağlık ve güvenlik hakkı kapsamında ürünlerin fiziki
güvenliğine ilişkin şu kararlar alınmıştır.
Fiziki Güvenlik
Hükümetler, ürünlerin öngörülen veya tahmini normal kullanım süreleri
boyunca güvenli olmalarını sağlamak için hukuki sistemleri, güvenlik
kuralları, ulusal veya uluslar arası standartlar ve güvenlik kayıtlarının
tutulması da dahil olmak üzere uygun tedbirleri benimsemeli veya
benimsenmelerini teşvik etmelidir.
İmalatçıların ürettiği malların öngörülen veya tahmini normal kullanım
süreleri boyunca güvenli olmalarını sağlamak için uygun politikalar temin
edilmelidir. Malları pazara getirmekle yükümlü olanlar, bilhassa
müteahhitler, ihraç ve ithal edenler, perakendeciler ve benzerleri (
Bundan böyle “dağıtımcılar” olarak tanımlanacaklardır. ), bu malların
uygunsuz muamele veya depolama sonucunda güvenli olmayan bir hale gelmiş
olmamasına ve bu mallar kendi gözetimleri altında iken uygunsuz muamele
veya depolama sebebi ile güvenli olmayan bir hale gelmemelerini
sağlamalıdırlar. Tüketiciler malların usulüne uygun kullanımı hususunda
uyarılmalı ve öngörülen veya tahmini sürelerince içerebilecekleri
tehlikeler bildirilmelidir. Önemli güvenlik bilgileri mümkün olan her
yerde tüketiciye uluslar arası anlaşılabilen semboller vasıtasıyla
aktarılmalıdır.
İmalatçıların veya dağıtımcıların, ürünlerin pazara çıkartılmasından
sonra, daha önce fark edilmeyen tehlikelerin farkına varıldığında, ilgili
yetkilileri ve gerekirse halkı, vakit geçirmeden haberdar etmeleri uygun
politikalarla temin edilmelidir. Hükümetler de, tüketicilerin bu gibi
tehlikeler hakkında uygun şekilde haberdar edilmelerini temin için yollar
araştırmalıdır.
Hükümetler, gerektiğinde, bir ürünün ciddi bir şekilde hatalı olduğu
ve/veya usulünce kullanıldığı takdirde dahi külliyetli ve şiddetli bir
tehlike arz ettiği tespit edilirse, imalatçıların ve/veya dağıtımcıların o
malın geri almasını ve değiştirmesini, veya tadil etmesini, veya yerine
başka bir ürün vermesini, ve bunları makul bir zaman içinde yapması kabil
değilse tüketicinin yeterli şekilde tazminini sağlayacak politikaları
benimsemelidirler.
TÜRKİYE’DE TÜKETİCİNİN SAĞLIK VE GÜVENLİĞİNİ İLGİLENDİREN YASAL
DÜZENLEMELER
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “amaç” başlıklı 1.maddesinde;
kanun’un amacının, “tüketicinin sağlık ve güvenliğini koruyucu önlemleri
almak” gerektiği belirtilmektedir.
4822 Sayılı Kanun İle Değişik 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında
Kanun’da güvenli olmayan riskli mal ve hizmetler aynı zamanda ayıplı mal
ve ayıplı hizmet olarak değerlendirilir.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da “ Üretimin ve Satışın Durdurulması
ve Malın Toplatılması” başlıklı 24.maddesinin 1.fıkrasında “ Satışa
sunulan bir seri malın ayıplı olması durumunda Bakanlık, tüketiciler veya
tüketici örgütleri, ayıplı seri malın üretiminin ve satışının durdurulması
ve satış amacıyla elinde bulunduranlardan toplatılması için dava açabilir”
denilmektedir.
Kanun’un 3.fıkrasında “Satışa sunulan bir seri malın, tüketicinin
güvenliğini tehlikeye sokan ayıp taşıması durumunda 4703 Sayılı Ürünlere
İlişkin Teknik Mevzuatın hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun
hükümleri saklıdır. “ denilmektedir.
4703 Sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması
ve Uygulanmasına Dair Kanun
Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair 4703
Sayılı Kanun, ürünlerin piyasaya güvenli olarak arz edilmek zorunda
olduğunu, üretici ve dağıtıcıların yükümlülükleri ile yetkili kamu
kuruluşlarının görev ve sorumluluklarını belirlemektedir.
Kanun’da sözü edilen yetkili kamu kuruluşları şunlardır: Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Bayındırlık ve
İskan Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Telekomünikasyon
Kurumu, Denizcilik Müsteşarlığı
4703 Sayılı Kanunda Bazı Tanımlar
Güvenli Ürün:
Kullanım süresi içinde, normal kullanım koşullarında risk taşımayan veya
kabul edilebilir ölçülerde risk taşıyan ve temel gerekler bakımından azami
ölçüde koruma sağlayan ürün, demektir.
Temel Gerekler:
Ürününün insan sağlığı, can ve mal güvenliği, hayvan ve bitli yaşam ve
sağlığı, çevre ve tüketicinin korunması açısından sahip olması gereken
asgari güvenlik koşulları, demektir.
4703 Sayılı Kanunda Üretici ve Dağıtıcıların Yükümlükleri
Üretici, ürünün öngörülen kullanım süresi içinde, yeterli uyarı olmaksızın
fark edilemeyecek nitelikteki riskleri hakkında tüketicilere gerekli
bilgiyi sağlamak, özelliklerini belirleyecek şekilde ürünü işaretlemek;
gerektiğinde piyasaya arz edilmiş ürünlerden numuneler alarak test etmek,
şikayetleri soruşturmak ve yapılan denetim sonuçlarından dağıtıcıları
haberdar etmek, riskleri önlemek amacı ile ürünlerin toplatılması ve
bertarafı da dahil olmak üzere gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.
Dağıtıcı, sahip olduğu bilgiler çerçevesinde, güvenli olmadığını bildiği
ürünleri piyasaya arz edemez. Dağıtıcı, faaliyetleri çerçevesinde,
ürünlerin taşıdığı riskler ve bu risklerden korunmak için alınması gereken
önlemler hakkında ilgililere bilgi verir.
Üreticinin tespit edilemediği durumlarda, yetkili kuruluşça belirlenecek
süre içinde üreticinin veya malı tedarik ettiği kişinin kimliğini
bildirmeyen dağıtıcı, üretici olarak kabul edilir.
4703 Sayılı Kanunda Ürünün Piyasaya Arzının
Yasaklanması, Toplatılması ve Bertaraftı
İlgili teknik düzenlemeye uygunluğu belgelenmiş olsa dahi, bir ürünün
güvenli olmadığına kesin belirtilerin bulunması halinde, bu ürünün
piyasaya arzı, kontrol yapılıncaya kadar yetkili kuruluşça geçici olarak
durdurulur.
Kontrol sonucunda ürünün güvenli olmadığının tespit edilmesi halinde,
masrafları üretici tarafından karşılanmak üzere yetkili kuruluş;
a) Ürünün piyasaya arzının yasaklanmasını,
b) Piyasaya arz edilmiş ürünlerin piyasadan toplatılmasını,
c) Ürünlerin, güvenli hale getirilmesinin imkansız olduğu durumlarda,
taşıdıkları risklere göre kısmen ya da tamamen bertaraf edilmesini,
d) (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen önlemler hakkında gerekli
bilgilerin, masrafları üreticiden karşılanmak üzere, ülke genelinde
dağıtımı yapılan iki gazete ile ülke genelinde yayın yapan iki televizyon
kanalında ilanı suretiyle, risk altındaki kişilere duyurulmasını,
sağlar.
Gıda Mevzuatı
5179 Sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun
Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun ve Kanun
kapsamında yayımlanan yönetmeliklerle gıda güvenliğinin sağlanması, her
çeşit gıda maddesinin ve gıda ile temasta bulunan madde ve malzemelerin
hijyenik ve uygun kalitede üretimi, tasnifi, işlenmesi, ambalajlanması,
etiketlenmesi, dağıtımı ve satışı ile ilgili hükümler belirlenmiş ve bu
konuda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı görevli ve yetkili kılınmıştır.
SORUNLAR
4703 Sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve
Uygulanmasına Dair Kanun ve bu kanun uyarınca, 13/11/2001 tarih ve
2001/3529 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan “Ürünlerin
Piyasa Gözetimi ve Denetlenmesine Dair Yönetmelik”e dayanılarak, kanun ve
yönetmelikte sözü edilen yetkili kuruluşların kendi görev ve sorumluluk
alanlarına giren konularda hazırlamış oldukları yönetmelikler yeterince
uygulanmamaktadır.
Tüketicinin sağlık ve güvenliğine aykırı çeşitli sanayi ürünleri, gıda
maddeleri piyasada tüketicilere, satılmaya devam etmekte, tüketicilerin
sağlık ve güvenlikleri risk ve tehlike altına girmektedir.
Üretici ve dağıtıcı firmalar ilgili kanun ve yönetmeliklerdeki
yükümlülüklerini gereğince yerine getirmemektedir.
Tüketicilerin sağlık ve güvenliğine aykırı olan ürünlerin piyasadan
toplatılması, bertaraf edilmesi ve bu işlemin ülke genelinde dağıtımı
yapılan iki gazete ile ülke genelinde yayın yapan iki televizyon kanalında
ilan edilerek risk altındaki tüketicilere duyurulması gerektiği halde,
bugüne kadar bu konuda herhangi bir girişimin yapıldığı birkaç istisna
dışında görülmemiştir.
Diğer taraftan, 5179 Sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine
Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun
henüz 3 yılını doldurmamışken 4 adet Kanun şeklinde yeniden değiştirilme
çalışmaları başlatılmıştır. Eğer, Kanun Tasarıları mevcut içerikleri ile
yasalaşacak olursa, gıda mevzuatı iyice içinden çıkılamaz bir duruma
getirilecektir.
ÇÖZÜMLER
Öncelikle, tüketicilerin sağlık ve güvenliğini ilgilendiren mevzuatın
düzenlenmesi ve uygulanması sürecinde tüketicinin evrensel haklarından
olan temsil edilme hakkının, katılımcılığın ve demokrasinin gereği olarak
tüketici örgütleri ile ilgili demokratik kitle örgütlerinin temsil edilme
hakkından hareketle tam katılımının sağlanması ve toplumun ilgili mevzuata
sahip çıkacak politikaların ve sistemin oluşturulması zorunludur.
Tüketicilerin, mevzuat hakkında doğru ve eksiksiz şekilde
bilgilendirilmesi ve haklarına sahip çıkarak güçlü bir oto kontrolün
gerçekleşebilmesi sağlanmalıdır.
İlgili mevzuatın tam olarak uygulanabilmesi için gerekli personel, teknik
ve idari önlemlerin eksiksiz olarak alınması gereklidir.
İlgili mevzuatın etkin ve eksiksiz olarak uygulanabilmesi için tüketici
örgütleri, ilgili diğer demokratik kitle örgütleri ve tüketicilerin
katılımı ve desteği sağlanmalı; uygulamanın her aşamasında toplum eksiksiz
ve doğru bir şekilde bilgilendirilmelidir.
Bir örnek vermek gerekirse, tüketicilerin sağlık ve güvenliği ile ilgili
mevzuata aykırılığı görülen ya da toplatılan ve bertaraf edilen ürünler
marka ve firma adı verilerek zaman geçirmeden kamuoyuna açıklanmalı ve
tüketicilerin bilgilendirilerek önlem almaları sağlanmalıdır.
Ancak, tüm bunların gerçekleşebilmesi halk ve ülke sevgisi, samimiyet,
doğruluk, tüketicilerin çıkarlarını ve haklarını gözetme ve ön plana alma
kararlılığına sahip olunması ile; kısaca, halktan, ülke bağımsızlığından
ve demokrasiden yana olunması ile sağlanabilir.
Turhan ÇAKAR
Tüketici Hakları Derneği
Genel Başkanı |