Elektrik Zammı Anayasa'ya ve Yasalara Aykırı
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun 26.06.2008 tarih ve 1666 sayılı Kurul
Kararı ile 1 Temmuz 2008 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere elektriğe
meskenlerde %21, sanayide %21.6, ticarethanelerde ise %21.8 dolayında zam
yapılmıştır. 1 Ocak 2008 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere
meskenlere yapılan %19 dolayındaki elektrik zammını da dikkate alacak
olursak, bu son zamla birlikte 2008 yılının ilk 6 ayında elektriğe toplam
%45 dolayında zam yapılmıştır. Tüketiciler, tüm vergiler ve fonlarla
birlikte 1kilovatsaat elektriğe 2007 yılında 15.81Ykrş öderken, şu anda
22.9Ykrş ödemektedir.
4 kişilik bir ailenin asgari yaşam standardı için geçerli olan 230
kilovatsaatlik elektrik tüketimi baz alındığında, aylık elektrik faturası
2007 yılında 36.4YTL’den Ocak 2008’de 43.5YTL’ye, son zamla da 52.6YTL’ye
çıkmıştır. 492.41YTL net maaş alan asgari ücretli bir kişinin maaşının
%10.7’si yalnızca elektriğe gitmektedir. Bu, dünya standartlarının
üzerindedir. Yani, milli gelir de dikkate alındığında şu anda dünyanın en
pahalı elektriği Türkiye’de kullanılmakta ve elektriğe en yüksek bedeli
Türkiye’de yaşayan yoksul tüketiciler ödemektedir. Diğer taraftan,
elektriğin sanayi mallarının üretiminde bir girdi olarak kullanılmasının
sonucunda oluşacak maliyet artışının tüketicilere yansıtılması büyük
zararlara ve sıkıntılara neden olmakta ve olacaktır.
YÜKSEK ZAMMIN ARKASINDAKİ YANLIŞ POLİTİKALAR
Elektriğe sürekli ve yüksek oranda zam yapılmasına neden olan yanlış
enerji politikaları şunlardır.
• Elektrikte kamu hizmeti anlayışı ve kamu yararı ile sosyal devlet
anlayışının terk edilmiş olması,
• Elektrik üretiminde ithal ve pahalı doğalgaza bağımlı olunması,
• Ayrıcalıklı “ya al ya öde” anlaşmalı, yap – işlet – devret, yap-işlet,
işletme hakkı devri gibi imtiyaz verilerek gerçekleştirilen
özelleştirmelerle kamunun maliyetinin 2-3 katına özel elektrik
firmalarından elektrik alınması
• TEK’in 30 genel müdürlüğe bölünmüş olunmasının elektrik maliyetlerini
arttırması
• Elektrikteki kayıp-kaçakların 1.2milyarYTL dolayındaki yıllık
maliyetinin elektrik fiyatlarına yansıtılması. (Elektrikteki kayıp
kaçaklar tüketicilerin faturasına %14.47 oranında zam olarak
yansımaktadır. )
• DUY denilen Dengeleme ve Uzlaştırma Sistemi ile elektrikte borsa sistemi
oluşturularak özel elektrik firmaları tarafından fiyatların istenildiği
şekilde arttırılması.
• Kamunun elindeki elektrik santrallerine gerektiği gibi yatırım
yapılmaması ve santrallerin yenilenmemesi
• Yerli enerji kaynaklarımızın ve enerji potansiyelimizin olması gerektiği
şekilde değerlendirilmemesi
ZAMMA İPTAL DAVASI
Elektrik, yalnızca sanayi alanında kullanılan bir enerji girdisi değil,
aynı zamanda toplumun tüm yaşamsal faaliyetlerinin yürütülmesinde
kullanılan en önemli ve stratejik araçlardan birisidir. Bu nedenle de
elektrik enerjisinin üretimi, iletimi ve dağıtımı bir bütün olarak “ kamu
hizmeti” niteliğindedir.
Nitekim, elektrik hizmetlerinin, Anayasa Mahkemesinin 26.03.1974 ve
09.12.1994 tarihli kararlarında bir kamu hizmeti olduğu belirtilmektedir.
Kamu hizmetinin kamu yararına uygun olarak tüketicilere sunulması
gerekmektedir. Bu anlamda elektrik ticari bir mal değil, toplumsal bir
hizmettir, bir yaşam ve tüketici hakkıdır.
Diğer taraftan, Elektrik Piyasası Yasası’nın Amaç, kapsam ve tanımlar
başlık 1.maddesinde
“Bu Kanunun amacı; elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli
ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için,
rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösterebilecek,
mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının
oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetimin
sağlanmasıdır.” denilmektedir.
Ayrıca, Tüketicinin Korunması Hakkında Yasa’nın amaç başlıklı 1.maddesinde
“Bu Kanunun amacı, kamu yararına uygun olarak tüketicinin ……. ekonomik
çıkarlarını koruyucu, ……… önlemleri almak ……….” denilmektedir.
Bu bakımdan, gerek Anayasamıza gerekse Elektrik Piyasası Yasası’nın
1.maddesi ile Tüketicinin Korunması Hakkında Yasa’nın 1.maddesine göre
elektriğin tüketicilere ve topluma yeterli, kaliteli, sürekli, çevreye
uyumlu, ucuz ve gerektiğinde ücretsiz verilmesi gerekmektedir. Bunun için
de elektrik enerjisi üretimi, iletimi ve dağıtımının bu anlayışa ve amaca
uygun politikalarla ele alınması bir zorunluluktur.
Ülkemizin çıkarlarına, kamu yararına ve tüketici haklarına uygun olmayan
dışa bağımlı yanlış enerji politikalarına dayalı olarak üretilen elektriğe
yüksek oranda zam yapılmasının gerekçesi kabul edilemez. Tüketiciler ve
ülkemiz yanlış ve dışa bağımlı enerji politikalarının kurbanı yapılamaz.
Yapılan bu zam, Anayasamızın başlangıç ilkelerine, 2., 8., 166., 167.,
168. ve 172. maddelerine aykırıdır.
Bu nedenlerle, Tüketici Hakları Derneği ( THD ) , Enerji Sanayi ve Maden
Kamu Emekçileri Sendikası ( ESM ), Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi
( KİGEM ) Vakfı tarafından Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun 01.07.2008
tarih ve 26923 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 26.06.2008 tarih 1656
sayılı Kurul Kararı’nın geriye dönük telafisi olanaksız zararlara yol
açmaması açısından yürütmesinin durdurulması ve iptali için 01.08.2008
tarihinde Danıştay’da dava açıldı.
Turhan ÇAKAR
Tüketici Hakları Derneği
Genel Başkanı |