24 Ocak 1980 Kararları Neoliberalizm Ankara'da
Melih Gökçek
Ülkemizde 24 ocak 1980 serbest piyasa ekonomik kararları çok önemli bir
dönüm noktasıdır. Bu kararlar, ülkemizde o tarihten sonra yaşanan tüm
ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel değişimlerin, sarsıntıların
kaynağıdır.
Neoliberalizm denilen ticarileştirme, serbestleme, özelleştirme,
metalaştırma anlayışı ve politikalarının ülkemizde devreye konulması ünlü
24 Ocak 1980 kararlarıyla başlamıştır.
İstedik ki, söz konusu 24 Ocak kararlarının yıldönümünde, bu kararlarla
birlikte ülkemizde uygulanan neoliberal politikaların belediye
hizmetlerine ve bu arada Ankara Büyükşehir Belediye hizmetlerine
yansımalarını gündeme alalım.
Öncelikle belirtmeliyiz ki, 24 ocak kararlarıyla birlikte ülkemizde
uygulamaya konulan neoliberal politikalar her alanda olduğu gibi tüm
belediyecilik uygulamalarında da sosyal devlet ve kamu yararı anlayışının
terk edilmesine neden olmuştur. Belediyelerde rant anlayışı egemen olmuş,
çıkar grupları ya da onların temsilcileri belediye yönetimlerinde iktidar
ve belirleyici olmuştur.
Azınlıktaki bazı belediyeler dışındaki belediyelerin büyük bir çoğunluğu
1980 öncesi dönemden farklı olarak kentli yurttaşlara, kentte yaşayan
emekçilere değil, egemen güçlere, çıkar gruplarına, kent mafyasına hizmet
eder ve onların isteklerini yerine getirir olmuştur. Belediye hizmetleri
pahalı duruma getirildiğinden yurttaşların, tüketicilerin büyük bir
çoğunluğu bu hizmetlere ulaşmakta büyük bir zorluk ve sıkıntı çekmektedir.
İmar yolsuzlukları bir çok belediyede yoğun bir şekilde yaşanmaktadır.
Belediye yönetimleri tarafından kentlere ve kentlilere karşı işlenen
suçlarda büyük bir artış gözlenmektedir.
Ankara Büyükşehir Belediyesinde sözü edilen neoliberal ekonomik
politikalar özellikle Melih GÖKÇEK döneminde en etkili şekilde uygulanmaya
konulmuştur.
MELİH GÖKÇEK BELEDİYECİLİĞİ
Melih Gökçek istediği kadar yaptığı işlerle övünsün, Ankara’da kendi
döneminde yapılanlar bütün çıplaklığıyla ortadadır.
• Ankara’nın kimliği hızla bozulmakta, yok olmaya doğru gitmekte ve Ankara
her geçen gün daha da çirkinleşmektedir.
• Ankara su, ulaşım, kömür ve doğal gaz fiyatlarında Türkiye’nin en pahalı
kenti olmasının yanı sıra ulusal gelir ve tüketicinin alım gücü dikkate
alındığında dünyanın en pahalı başkentleri arasında girmiştir. Özellikle
de çok pahalı olan su, doğal gaz ve ulaşım hizmetlerine dar gelirli
tüketiciler ulaşmakta çok büyük sıkıntılar çekmektedir.
• Ankara’lı tüketicilerin kullandığı, daha doğrusu kullanamadığı ya da
zorunluluktan dolayı kullandığı şehir şebeke suyu hem bulanık akmasına hem
de kokmasına karşın Türkiye’nin ve dünyanın en pahalı suyu durumundadır.
• Ankara kent içi ulaşımı çok pahalı olmakla birlikte insan öncelikli
durumundan araç öncelikli duruma getirilerek çıkmaza sokulmuştur.
• Kent içi gereksiz ve anlamsız bir şekilde alt ve üst geçitlerle
donatılmıştır. Kent içinde otomobil ve motorlu araç sayısı arttırılmıştır.
Bu nedenle, yolcu ve yaya güvenliği yok edilmiştir. Kent içi ulaşımı
yayaların kent içinde rahatça gezemediği ve karşıdan karşıya geçemediği
duruma getirilmiştir.
• Gökçek döneminde su ve doğal gazda çok pahalı ön ödemeli sayaç kullanma
zorunluluğu getirilerek tüketiciler soyulmuştur. Tüketici haklarına aykırı
bu haksız uygulama devam etmektedir.
• Su abonesi olmak isteyen tüketicilerden 1000TL-5000TL arasında değişen
tutarlarda abonelik bedeli alınarak tüketiciler soyulmakta ve abone olmak
isteyen tüketiciler büyük ekonomik sıkıntılar içine girmektedirler.
• Tüketicilerden EPDK kararlarına da aykırı bir şekilde ve EPDK’nın
denetimleriyle de belirlendiği gibi haksız ön ödemeli gaz sayaç bedeli, ön
ödemeli sayaçlarda kullanılan pil bedeli ve yanlış katsayı uygulamasıyla
haksız gaz bedeli alınmıştır. Ancak, bu bedellerin geri ödenmesinde
tüketicilere olmadık zorluklar çıkartılmakta, gecikmelere neden olunmakta,
haksızlığa uğratılan bir çok tüketici ise hazırlanan listelere alınmamış
ya da alınmamaktadır.
• Ankara’da yaşayan tüketiciler ve emekçiler yoksullaştırılarak
çaresizleştirilmekte, sosyal devlet, tüketici hakları ve insan onuruna
uygun olmayan bir şekilde yapılan gıda ve kömür yardımları ile de siyasi
rant elde edilmeye çalışılmaktadır.
• Tüketicilerden toplanan su, doğal gaz ve ulaşım bedelleri bu hizmetlerin
daha kaliteli ve daha ucuz bir şekilde Ankaralılara sunulmak üzere gerekli
yatırımlar yapılmak yerine konu ile ilgisi olmayan başka alanlara, devlet
yoluna, çevre otoyoluna, köprülü kavşaklara, alt ve üst geçitlere
harcanmıştır.
• Ankara’da Türkiye’nin ve dünya başkentlerinin en pahalı belediye
hizmetleri verilmesine karşın, Ankara Büyükşehir Belediyesi Türkiye’nin en
borçlu belediyesi konumuna getirilmiştir. Ankara Büyükşehir Belediyesinin
toplam borcu Temmuz 2008 tarihi itibariyle 4 milyar 382 milyon TL’dir.
• Ankara Büyükşehir Belediyesinin kentte ve kentte yaşayan tüketicilere
karşı işlediği suçlar, yaptığı yanlış ve haksız uygulamalar nedeniyle,
tüketici örgütleri ve meslek örgütleri ile diğer ilgili kamu
kuruluşlarının açtığı ve kazandığı yüzlerce mahkeme kararı
uygulanmamaktadır.
• Ankara Büyükşehir Belediyesinin haksız ve yanlış su, doğal gaz, sayaç ve
diğer belediye uygulamaları nedeniyle tüketicilerin tüketici sorunları
hakem heyetlerine yaptığı ve hakem heyetlerinin tüketicilerin lehine
verdiği yüzlerce karar Belediye tarafından uygulanmayıp tüketiciler
mahkemelere yönlendirilerek maddi ve manevi olarak zarara
uğratılmışlardır.
• Ankara’da büyük bir tabela ve görüntü kirliliği ile dil kirliliği
yaratılmasına neden olunmuştur. Bununla birlikte yaya geçitlerini işgal
eden reklam panoları da başkent Ankara’nın çirkinliğini daha da
arttırmıştır.
• “Kentsel dönüşün uygulaması” adıyla gecekondularda yaşayan binlerce
yurttaşın daha insanca yaşamaları için sorunlarına çözüm bulmak yerine
konutlarına ve arsalarına el konularak mağdur edilmelerine neden olunmuş,
belli çevreler için büyük bir rant alanı yaratılmış ve yaratılmaya devam
edilmektedir.
• Kent içindeki motorlu araç sayısı ile kömür kullanımının artışına
paralel olarak hava ve gürültü kirliliği ile çevre kirliliği de artış
göstermektedir.
• Kültürel yönden yozlaşma ve gerileme giderek yaygınlaşmaktadır.
23.01.2008
Turhan ÇAKAR
Tüketici Hakları Derneği
Genel Başkanı |