Tüketici Sözleşmeleri
Tüketici olarak mal ve hizmet satın aldığımız kamu ve özel kuruluşlar ile
aramızda yapılan her çeşit yazılı ya da sözlü akit bir sözleşmedir.
Firmalar ile tüketiciler arasında yapılan sözlü akitlere firmaların
uymadığına ilişkin pek çok örneği Tüketici Hakları Derneğine gelen
şikayetlerden görmekteyiz. Tüketicilerle yapılan yazılı sözleşmelerin ise
daha önceden hazırlanmış standart sözleşmeler olduğu görülmektedir.
Kamu kuruluşları, belediyeler, bankalar, ve özel firmaların büyük bir
çoğunluğunun daha önceden düzenlenmiş oldukları standart ya da iltihaki
sözleşmelerin içeriğine etki etmemiz ve kendi koşullarımızı ileri sürmemiz
pek olanaklı değildir. Özellikle elektrik, su, doğalgaz hizmetleri
aldığımız kamu kuruluşu ve belediyelerin düzenlemiş olduğu standart
sözleşmelerin içeriğine etki etmemiz pratikte hiç olanaklı değildir.
Ancak, standart sözleşme hazırlamayan firmalarla ya da mal siparişi
verdiğimiz firmalarla aramızda yapılan sözleşmelerin içeriğine etki
edebilir veya kendi koşullarımızı sözleşmeye koydurabiliriz.
İçeriğine etki edemediğimiz ya da yüz yüze tartışarak kendi koşullarımızı
koyduramadığımız tüketici aleyhine olan haksız şartları içeren standart
sözleşmelere karşı ne yapabiliriz? Bunun yanıtı aşağıda belirtilmektedir.
SÖZLEŞMELERDEKİ UYGULAMA NASIL?
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “ Sözleşmelerdeki Haksız Şartlar”
başlıklı 6.maddesinin 1.fıkrasında “Satıcı veya sağlayıcının tüketiciyle
müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların
sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı
düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme
koşulları haksız şarttır.” denilmektedir.
Diğer taraftan, 6.maddenin 2.fıkrasında, taraflardan birini tüketicinin
oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartların tüketici için
bağlayıcı olmadığı belirtilmektedir.
Ayrıca, 6.maddenin 3.fıkrasında “Eğer bir sözleşme şartı önceden
hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle
tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle
müzakere edilmediği kabul edilir.” denilmektedir.
Elektrik, su, doğalgaz gibi kamu kuruluşları ve belediyelerin verdikleri
hizmetlere ilişkin sözleşmeler ile kredi kartları ve tüketici kredilerine
ilişkin düzenlenen banka sözleşmelerinin tamamı iyi niyet kurallarına
aykırı ve tüketici aleyhine koşul içeren sözleşmelerdir.
Bu sözleşmeler ilgili kuruluşlar tarafından daha önceden tüketicilerle
müzakere edilmeden tek taraflı olarak hazırlanmış standart sözleşmelerdir.
Bu sözleşmelerin hiçbirisinin içeriğine tüketiciler var olan yasal
düzenlemeler kapsamında etki edememektedir. Buna ilişkin herhangi bir
yasal düzenleme bulunmamaktadır.
Örneğin, kredi kartları için bankalar tarafından düzenlenen sözleşmelerde
yer alan Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu ( KKDF) ile Banka ve Sigorta
Muameleleri Vergisi ( BSMV) gibi kesintiler bankaların kendileri
tarafından ödenmesi gerekirken, bu vergiler ve kesintiler tüketicilerden
alınmaktadır.
Elektrik, su, doğalgaz gibi kamu kuruluşları ve belediyeler tarafından
verilen hizmetlerin fiyatları belirlenirken ya da bu hizmetlere zam
yapılırken tüketicilerin ya da tüketici örgütlerinin görüşleri alınmakta
mıdır, ya da bu fiyatlar ve zamlar belirlenirken iyi niyet kuralına ne
kadar uygun davranılmaktadır? Doğal olarak uygulamada böyle olmamakta,
konulan koşullar, alınan kararlar genel olarak tüketicilerin aleyhine
olmaktadır.
Sözleşmelerdeki haksız şartların belirlenmesine ve bunların sözleşme
metninden çıkartılmasının sağlanmasına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanlığı
tarafından düzenlenen “ Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında
Yönetmelik” hükümlerine aykırı olan ve haksız şart taşıyan her bir
sözleşme için Bakanlık tarafından Tüketicinin korunması Hakkında Kanun’un
25.maddesine göre idari para cezası uygulanması gerektiği halde, sanayi ve
Ticaret Bakanlığı’nın bu görevini yapmadığı görülmektedir.
Diğer taraftan, tüketicilerin de bu konuda ilgili ve duyarlı
davranmadığını ve haklarını aramak için gerekli ve yeterli girişimlerde
bulunmadığını gözlemekteyiz.
HAKSIZ ŞART TAŞIYAN SÖZLEŞMELERE KARŞI NE YAPABİLİRİZ ?
Kredi kartı sözleşmelerinde belirtilen ve tüketicilerden haksız olarak
alınan Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF) ile Banka ve Sigorta
Muameleleri Vergisinin (BSMV) tüketicilerden alınmaması konusunda Tüketici
Dernekleri Federasyonu ( TÜDEF) tarafından açılan dava devam etmektedir.
Bundan 3 yıl kadar önce konutlarda kullanılan elektrikte 150kw/h
üzerindeki tüketime uygulanan %50 zamlı tarife uygulamasının iptali için
Tüketici Hakları Derneği tarafından açılan dava sonucunda bu uygulama
iptal edilmiştir.
ASKİ’nin kademeli fiyat uygulaması ve 45 günlük okuma döneminin iptali
için Tüketici Hakları Derneği önümüzdeki günlerde dava açacaktır.
Diğer taraftan, elektrik, doğalgaz, iletişim gibi hizmet sözleşmelerindeki
haksız şartların iptali konusunda da Tüketici Hakları Derneği’nin
çalışmaları devam etmektedir.
Tüketicilere önerilerimiz:
Hiçbir sözleşmeyi okumadan ve anlamadan imzalamayınız. Sözleşmeler en az
12 punto ve koyu siyah harflerle düzenlenmek zorunda olduğundan, böyle
düzenlenmeyen sözleşmelere imza atmayınız. Haksız şart taşıyan sözleşmeler
için hem Sanayi ve Ticaret Bakanlığına hem de tüketici örgütlerine
başvuruda bulunarak haklarınızı arayınız. İmza attığınız sözleşmenin bir
suretinin tarafınıza verilmesinin zorunlu olduğunu düşünerek sözleşmenin
bir suretini isteyiniz.
Sahibi ya da temsilcileriyle yüz yüze gelebileceğiniz ya da daha önce
standart sözleşme düzenlemeyen firmalardan satın alacağınız veya sipariş
vereceğiniz mal ve hizmetlerde sözlü akit yerine sağlam bir yazılı
sözleşme yapmayı ya da içeriğine etki edebileceğiniz standart sözleşmelere
kendi koşullarınızı yazdırmayı unutmayınız.
Turhan ÇAKAR
Tüketici Hakları Derneği
Genel Başkanı |